Ara Sahne bu sene de tek kişilik oyunlar festivali ile perdelerini açıyor. 13 Eylül’de Herkes Kocama Benziyor oyunu ile başlayacak olan festival, 20 Eylül Cuma akşamı Bir Garip Orhan Veli oyunu ile sonlancak. Birbirinden değerli 8 farklı oyuna ev sahipliği yapacak olan Ara Sahne’ye ait biletler için tıklayınız.
113 Eylül Cuma – 20:30 | Herkes Kocama Benziyor

‘’Yok, o geceden beri bir rahatladım ama içim de sanki daha tam soğumadı. Anlamıyom, öfkem öylece alaftan top gibi duruyomuş içimde. Acık soğudu. Amma bazı bazı yine fena oluyom. O geceden beridir bir şey yapıştı. Kafam durmuyo, ha bire çalışıyo. Kafam beynim hep uyanık. ‘’Arada sus kız,’’ diyom. Ne bileyim, ben kadınsam kafamın içi de kadındır herhalde diye öyle söylüyom. Gözleri cin gibi açık bir kadın.’’
Bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten, kurulduğu makamında birer birer anlatıyor. Buraya nasıl ‘’düştüğünden’’, onu terk eden kocasından, kederinden, hevesinden, çok sevdiği pavyonda çalışan diğer ahbaplarından ama en çok da öfkesinden. Geçmişte tanımlayamadığı, anlamına parça parça ulaştığı o öfke bir gün tuvaletin buzlu camı gibi kırıldığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
2
14 Eylül Cumartesi – 20:30 | N’olcak Bu Yusuf Umut’un Hali

”Ben Yusuf Umut. Genelde böyle söyleyince hangisini kullanıyosun diye soruyolar. Ben ikisini de sevmiyom diyom. O yüzden ikisini de kullanıyom. Dedem demiş illa Yusuf koyun. Peygamber ismi, mübarek olur. Annem de Umut istemiş. İşte Yusuf Umut. Ben olmuşum.’’
Yusuf Umut, tanımlayamadığı ama vaz da geçemediği bir özgürlüğün peşinde kendi yolculuğunu anlatıyor. Acaba bu özgürlük, sınırlarından taşan Yusuf Umut’u en sonunda aradığı ortama yakınlaştırabilecek, onu çekyatların, kuralların, sınırların içinden kurtarabilecek mi?
Bi de buradan soralım;
Ne Olacak bu Yusuf Umut’un Hali?
3
15 Eylül Pazar – 20:30 | Havva

Mahallenin cesur kızı
Kimimizin arsız dediği ama içten içe olmak istediği anti patavatsız, vurdumduymaz bir aktivist.
“Bir kez saçımı okşadın mı?” Cümlesini hem öfkeli hem de çocukluğun masumiyetine karışan, hıçkırıklı sesiyle öyle buruk anlattı ki… Koşup sarılmak istedim. Tina’ya sarıldığı gibi sımsıkı.
4
16 Eylül Pazartesi – 20:30 | Mahallemiz Eşrafından

Bu oyunu adalı bir kızın âşık olma hikâyesi diye kısaca özetleyebiliriz belki. Ancak içinde çok daha fazlasını barındıran bir anlatıya sahip. Dönüp de geçmiş anılarımızı hatırlarken, aralar kopuktur ya hani… İşte öylesine kopukluklar tercih edilmiş anlatıda. Bu sayede, izleyicinin hikâyeyi içselleştirmesi çok daha kolaylaşıyor. Hikayenin odağı olan genç kızın duyguları, bağdaşım kuracağımız türden sade bir dille yazılmış. Bu genç kızın kendine has mizahı, baştan sona seyirciyi diri tutacak kadar samimi ve bağdaştırıcı bir atmosfer yaratıyor.
5
17 Eylül Salı – 20:30 | Yan Rol

Kişinin kendisini ve hayattaki biricikliğini kabul etmesiyle başlıyor aslında kendi hayatının baş rolü olması. Farkındalık ve kendini sevmek, hiç olmayan elmalı dondurmayı var etmeyi öğretiyor. Hepimizin vicdani mahkemede yüzleştiği karanlık yanları varken bu yanımızı nasıl yöneteceğimizi bilmeyi gerektiriyor biraz da baş rol olabilmek. @dilubay
6
18 Eylül Çarşamba – 20:30 | Prima Facie: İlk Bakışta

“Bugünün kazananı yarının kaybedeni olabilir.”
Tessa kültürlü, genç ve işinde çok iyi bir avukattır. İşçi sınıfı bir aileden gelip, tırnaklarıyla kazıya kazıya “oyunun” zirvesine çıkmıştır. Kovuşturur, çapraz sorgular ve kazanır.. Ancak beklenmedik bir olayla, kendisini bir anda eşikte, hukukun “erkek” gücü, ispat yükü ve ahlaki ayrımlarla boğuşurken bulur.
Suzie Miller’ın ödüllü oyunu Prima Facie, seyircileri duygu, mantık ve deneyimlerimizin “oyunun” kurallarıyla çatışıp çelişmesinin merkezine, hukuk sistemine davet ediyor.
Yüzyıllar önce inşa edilen “erkek” yasaların artık değişmek zorunda olduğunu bize kendi hikayesi üzerinden anlatıyor.
Not: Oyunumuzda bazı seyircilerimiz için tetikleyici olabilecek unsurlar bulunmaktadır. Detaylı bilgi için Eksi On Altı Kolektif iletişim kanallarımızdan ulaşabilirsiniz.
7
19 Eylül Perşembe – 20:30 | Beyaz Mürekkep: Derine

Beyaz Mürekkep: Derine performansı, sanatçının hem kendisi hem de ilham aldığı birçok kadın yazar, şair ve sanatçı odağında yürüttüğü otantik benlik araştırması sonucunda meydana gelmiştir. Hayattaki varoluşunun temelinin yaratıcılığı ve sanatsal üretimi olduğuna inanan bir kadının, kendini gerçekleştirmeye dair özlemleri, çevresiyle kurduğu gündelik ilişkileri ve gerçek benliğine dair keşifleri; söz, hareket ve enstalasyon enstrümanlarıyla anlatılmaktadır. Disiplinler
arası performansın oluşum sürecinde Otantik Hareket pratiği deneyimlenmiş, sahne görsel-
işitsel bir estetik alan olarak kurgulanmıştır. Koreografi seyirciyle kurulacak interaktif ilişki
potansiyellerine açık ve bunları destekler nitelikte tasarlanmıştır.
8
20 Eylül Cuma – 20:30 | Bir Garip Orhan Veli

Orhan Veli her gün bir başka rengini görüyordu hayatın…bazen hırçın dalgalar…bazen güneşli yağmurlar.. evi bazen sığınak bazen zindan…bir gariplik vardı bu işte…önündeki çukuru göremezdi çünkü aklı başka yerdeydi…
Bir Garip Orhan Veli’de yaşama sevincini, umudunu, tutkularını, İstanbul sevdasını kusursuz bir dille bize aktaran ölümsüz şair Orhan Veli’nin dizeleri usta yazar Murathan Mungan’ın kalemiyle, Reha Özcan’ın etkileyici oyunculuğu ve yönetmen Murat Sarı ve Ayşegül Hardeyn in modern yorumuyla sanatseverlerle yeniden buluşuyor. Bir Garip Orhan Veli oyununda teknolojinin ve müziğin harmanlandığı görüntülerle çarpıcı bir sahne dili kullanılıyor.
