Aut – Tiyatrolog

Özellikle Yüzüne Tiyatro’nun (in-yer-face) İzmir’deki en önemli temsilcilerinden biri haline gelmiş olan Tiyatrolog Sanat Akademi’in Aut adlı oyununu izleyemeyenler neler kaçırmış olur bir bakalım. Aut, bu yıl üçüncü sezonunda ve üç sezondur kapalı gişe oynuyor. Bu sezonun ilk oyunu 27 Ocak Cumartesi günü seyirci ile bulaşacak Alsancak Sahnesi’nde. Ben geçtiğimiz sezon izlemiştim.

“Kötülükten gördüğüm iyiliği başka hiçbir şeyden görmedim ben.” cümlesi oyunun sloganı olmuş desem hata etmiş olmam. Şiddet, cinsellik, uyuşturucu, cinayet gibi ögeleri içeren oyunlar yüzüne (yüzevurumcu) tiyatronun doğasında, hah işte tam da bu oyunda bunların hepsini buluyorsunuz. Seyirciyle yüz yüze oynanan oyun, seyirciyi şoke edici unsurlarla etkilemeyi hedefliyor. Hedefe ulaşıyor mu? Pek ala ulaşıyor, gelin birlikte bakalım.

Konu, gerçeğin tüm çıplaklığıyla işleniyor, kullanılan dil argo unsurları içeriyor çokça, kullanılmıyor olmasa gerçeği yansıtmazdı elbette değil mi? Bu oyunda ‘mış gibi yapmak’ yok. Elbette rol var ama gerçeğin bütünlüğü ve yalınlığı ile. Kara-kutu olarak adlandırabileceğimiz ne çok büyük ne çok küçük bir tiyatro sahnesi karşılıyor sizi, tiyatronun giriş kapısından içeriye kahkaha ile giriyor olsanız dahi seyirci için hazırlanmış ambiyans (müzik, ışıklar, görevliler, dekor vs.) sayesinde siz de farkında olmadan hemen moda giriyorsunuz. Koltukta yerinizi almış, oyunun başlamasını beklerken, sahnede incelediğiniz dekor, ambiyansın etkisi ile moda girmiş diğer seyirciler, sizi iyice pür dikkat kesilmeye ve sessiz olmaya itiyor. Herkes de bir merak, bir merak… Oyun henüz başlamadan, oyunu anlamaya çalışıyor ve kendinizi tamamen oyuna hazırlıyorsunuz.

Oyun, günlük hayatın karanlık yüzünü aktarıken, seyirciyi sert bir yüzleşme ile karşı karşıya getiriyor. İnsanların insanlığa dair gerçekleştirdiği eylemler sebebiyle, seyircide tiksinme duygusu uyandırıyor. Sarsıcı ve kışkırtıcı bir akım, bir metin ve bir reji. Bazı sahneler, far görmüş tavşan gibi oracıkta öylece donup kalmanıza, bazı sahneler ise saldırgan bir köpek görmüş kediymişsiniz misali ensenizdeki tüylerin diken diken olmasına sebep oluyor. Seyirci oyun esnasında kendiyle de bir yüzleşme yaşamıyor değil. Hatta o kadar çok yüzleşiyor ki bazen bu sebeple rahatsız bile oluyor. Oyunda futbol dünyasına ilişkin şeyler duyuyorsunuz, bunları duyarken taraftarları da öğreniyorsunuz. Bir futbol sevdasının, taraftarlık duygusunun insanlara neler yaptırabileceğini anlatan bir oyun. Alt metnini okuduğumuzda yani oyunun derdine baktığımızda, her türlü bağımlılığın, fanatizmin, bir kavrama ya olguya bağımlı kalmanın süreci ardından, doğuracağı sonucu yüzümüze vura vura anlatıyor.

Yazar Tekperde.com
Yazar: Alper Kul, Özgür Özgülgün

Sanatçılar ile oyun hakkında sohbet etme fırsatım da oldu. Seyirciyi bu derece sarsan, etkileyen hatta bazen tetikleyen bir oyunda rol kişisi olarak hissettikleriniz nelerdi diye. Aut her birinin gözbebeği, çok benimsemiş, son derece özümsemişler. Metini, rejiyi, oyunculukları son derece taktir etmiş olmama rağmen bu kadar gerçekliğin bana bir oyun için fazla geldiğini belirttim, sohbetimize devam ettik. Herhangi bir mesleği, işi, olayı ululaştırmamaktan yana oluğumu söyledim. Oyun metini de bu gerçekliği yansıtıyordu zaten. Ardından sohbetimiz teknikler ve akım üzerinden devam ettik. Böylece birbirimiz daha iyi anladık, aynı şeyden bahsediyorduk aslında. Kimse bir şeyi ululaştırmıyor aslında, gerçeği kabak gibi gözler önüne seriyor, sansürsüz, filtresiz… Seyirci Aut’u görmezse ne kaybeder? Sorusunu sordum;

Oyunun yönetmeni ve ATEŞ karakterine can veren oyuncu “Aut’u izlememek aslında büyük bir kazanç çünkü Aut’u izledikten sonra, kişi daha önce izlediklerinin bir kayıp olduğunu fark eder, daha sonra izleyeceği başka oyunlardan keyif almamaya başlayacaktır.” yanıtını verdi. İddialı, net ve güven dolu. Bu cümlenin ardında gidip görmek değerlendirmek lazım, hatta salt bu cümle için bile Aut gidilip görülmeli.

Böylesi sert bir oyunun provalarının da oldukça sert ve gergin olduğunu düşünerek sordum oyunculara; provalarınız nasıldı yani süreç? Sakatlanan oyuncu falan oldu mu yada gerçekten dövülen? Sorumun cevabını BOZA karakterini oynayan Caner Arpat kahkahalar eşliğinde anlattı. Hayal etmesi size kalsın. Ayrıca yerelde bir tiyatronun, tek işi tiyatro yapmaksa şayet, ayakta kalması oldukça zor iken ekonomik olarak, oyunun yönetmeni Çağrı Turnalı’nın önerisi ve oyunun yazarları Alper Kul-Özgür Özgülgün’ün kabulu ile sezon boyunca sahnelenecek olan AUT temsillerinden elde edilen gelirin %10’u “Sar Arama Kurtarma” ekibine bağışlanacakmış, tüm anlaşmalar yapılmış. Duyarlılıkları için ayrıca tebrikler.

Tavsiyem oyunu gidip görmeniz yönündedir fakat sizi tetikleyeceğini düşündüğünüz gerçeklikler ile karşılaşmaktan çekiniyorsanız bir düşünün, sakın ha sakın 18 yaş altındaki bir çocuğu ‘benim çocuk yaşıtlarına göre olgundur’ deyip de oyuna sokmaya çalışmayın bu da ciddi bir uyarıdır.

Oyunun Künyesi
Yazar: Alper Kul, Özgür Özgülgün
Yönetmen: Çağrı Turnalı
Reji Asistanı: Aysun Kaplankara
Sahne Amiri: Serdar Şahintaş
Işık ve Ses: Sevcan Sava, Lizge Evcin
Kostüm: Dilay Söymen
Makyaj: Yağmur Ağcalı, Efsane Kamaç
Aksesuar: Zekiye Tahinç, Yasin Akçakoca
Dekor: Serdar Şahintaş, Kenan Çetin
Oyuncular: Burak Korkmaz, Burak Onat, Can Tuncel, Caner Arpat, Çağdaş Sur, Çağrı Turnalı, Samet Ak, Serdar Şahintaş, Şevval Kucur, Yetiş Bora
Topluluk: Tiyatrolog
Tür: İn-yer Face
Seanslar
Afiş
Öznur Öztürk
Öznur Öztürk
Hep çiçeği burnunda, mesleğindeki 17. yılında, tiyatro sanatçısı

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz