Sahne dekoruyla ön planda olan oyun, bu sayede henüz başlamadan memnun etmeyi başarıyor. Dekorun dikkat çekmesi sebebiyle yazıya oradan başlayalım, sonraki kısım daha hoş ilerleyecek. Sahnenin ortasında gerçek bir araba görüyoruz. Oyunun temeli de arabaya dayanıyor. Zira araba olmasa çiftin ilişkilerini daha ileriye taşıması zorlaşacaktı. Arabanın etrafındaki solmuş yaprak ve çiçekler de temayı destekler şekilde, geçmişte kalanı imgeliyor.
Oyun sıradan bir akışa sahip olmanın ötesinde, farklı bir yapıda ele alınmış. Rejisi ve metniyle Yiğit Sertdemir’in eseri olan oyun ilk andan itibaren Pınar Güntürkün’ün rejiye yönelik talepleri ile karşılığını buluyor. Kadın karakterimiz neden orada olduğundan bahsederken bir yandan da kendisinin dördüncü duvarı kırması beraberinde seyirci ile münasebetini görüyoruz. Bu anlar ilk şaşkınlığın devamında seyircide karşılığını buluyor ve keyif veriyor.
Belirsizlik üzerine kurulmuş oyun eksik kalan yerleri doldurmanız için size fırsat tanıyor. Çiftin ilişkilerinde yaşadıkları geçmişe dönüp ifade ettikleri ile beraber şekilleniyor. Bu esnada bazı kısımlar karakter ağzından seyirciye sunuluyor.
Yenilikçi anlayışla harmanlanıp biraz da geleneksele tutunarak sergilenen oyun yer yer normalleşiyor. Karakterlerin üstüne katarak farklı şekilde oynadıkları anlar var, bence oyunu belli bir kalıba sokmadan ilerletmeleri de güzel olmuş. Oyuncuların meziyetini gördüğümüz bu anlarda metnin esnek yapısını fark ediyoruz. Pınar Güntürkün ve Aziz Caner İnan’ın uyumu dikkat çekici. Öyle bir oyun ki, aynı şekliyle farklı oyuncularla oynansa sönük kalması olasıymış.
Yazının bu kısımdan sonrası oyun içeriği hakkında cümleler içeriyor, eğer oyuna gitmeden bunları bilmek sizi mutlu etmiyorsa okumaya devam etmemenizi öneririm. Benim kendi yorumlamam ile farklı bir açıdan ifade edeceğim. Kadın karakterimiz başta sebebini bilmediğimiz şekilde hikaye anlatıcılığı yapıyor ve kafasında yarattığı dünyada eski sevgilisinin hayalini bize sunuyor. Sahnede kadının hayal dünyasını seyrediyoruz. Sevgilisiyle yıllar önce buluştukları yere arabasıyla gidiyor, bize aralarındaki ilişkiyi yavaşça açmaya başlıyor.

Devamında oyuna erkek karakterin dahil olması gerektiğini söylediği an var, çünkü kadın onu görmek istiyor, en sonunda aslında kafasında yarattığı şekilde eski erkek arkadaşını kendisi oyuna dahil ediyor. Erkeğin ağzından duyduğumuz kısımları kendi istediği şekilde bazen düzeltiyor. Devamında sahnede bazı anlarda gerçekleşen yağmuru yağdırmayı ya da yağan yağmuru durdurmayı erkek başaramıyorken, kadının başarabildiğini görüyoruz. Yine buna benzer durumlar var.
Oyunda çalan müzikleri kadın karakterimiz açabiliyor ama erkek istese de açamıyor. Tenis oynadıkları bir sahne var. Daha önceleri hayali tenis oynadıklarını öğreniyoruz fakat erkek bunu halen içselleştirememiş. Bu anı da kadının kafasında kurduğundan yola çıkarsak, bir insanın kafasının içinde dahi olsa kendisine karşı oynaması zor olsa gerek. Son olarak kadın sahnelerin çoğunda dekora istemsizce temas edip çarpıyorken erkeğin böyle anları olmuyor. Buradan hareketle kendini tüketen ve hala tükenmediğini söyleyen bir kadın var. Zaten bir yerde de oyun sonunda öleceğini söylüyor, aslında çıkmazda olduğunu ve başka kaçışı olmadığını da biliyor, belki de son kez mutlu olduğu anları düşlüyor. Dinamik yapısıyla ilgi çeken bu oyunu kadının penceresinden bakıp seyretmekten çok keyif aldım. Tekrar gittiğimde belki başka bir bakış açısıyla yeni bir dünya yaratacağım. Özgürlükçü kalemi ile kalıplardan uzak yeni bir dünya yaratan Yiğit Sertdemir sıradanlığın ötesinde bir oyun vadediyor. Asırlardır sahneye sunulan binlerce oyunla beraber halen yeni fikirler ve metinlerle hayal gücünü zorlayan işlerin yapılması beni mutlu ediyor, tiyatroya bağlıyor.
Bagajdaki Balta’ya fırsat verdiğinizde karşılaşacağınız bu dünyaya adım atma imkanı, oyunu güçlü kılan unsurlardan sadece biri. Bu vesileyle farklı tarzda bir oyuna gittiğinizi bilmenizi isterim. Kumbaracı50’de akıl dolu ve keyifli bir akşam sizi bekliyor.









Oyunun Künyesi
Yazan, Yöneten, Işık Tasarımı, Dekor Tasarım: Yiğit Sertdemir
Kostüm Tasarım, Dekor Tasarım: Başak Özdoğan
Müzik, Ses & Efekt Tasarım: Emrah Can Yaylı
Koreograf: Özge Midilli
Yönetmen Yardımcısı: Sena Canbazoğlu
Afiş Tasarım: Aygen İncel
Oynayanlar:
Pınar Güntürkün, Aziz Caner İnan
Topluluk: Kumbaracı50
Tür:
Seanslar
Afiş