Hüseyin Alp Tahmaz’ın yazdığı Nereye oyunu, Ankara (2013) ve İzmir Devlet (2018) tiyatrolarından sonra, Volkan Özgemeç rejisiyle bu kez de, İstanbul Devlet Tiyatrolarında sahnelenmeye başlandı.
2011 yılında, bir tır konteynırının ardında İtalya’ya kaçak girmek için yolculuk yapan bir grup göçmenin traji komik hikayesi anlatıyor oyunda. Sahnede gerçeğe çok yakın bir tır konteyneri dekoru var. İçinde de koliler, kutular arasında yolculuk yapan göçmenler; savaştan kaçan İranlı bir karı koca ile bebekleri, terörden, töreden kaçan doğu kökenli dindar bir gençle, ekonomik sebeplerden ülkeden kaçan iki Türk ve “diğerleri” diye nitelediğim Orta Doğulu beş sessiz göçmen. Göz önünde 10 oyuncu olmasına rağmen diyaloglar 4 oyuncu arasında geçiyor. Diğer oyuncular için sessizlikleriyle oyuna katıldılar diyebiliriz.
Zorlu koşullarda yapılan, bitmek tükenmek bilmeyen yolculuk insanları ister istemez birbirine yaklaştırıyor, hayat hikayeleri, kaçış sebepleri ortalığa dökülüyor. Savaştan kaçan İranlı Ahmet’le, terörden kaçan dindar Hüseyin’in ve mafyadan kaçan İsmail’in ruh hallerinin, geleceğe bakışlarının, hayattan beklentilerinin birbirinden ne kadar farklı olduğu ortaya çıkıyor. Ve her biri ister istemez kendi durumlarıyla diğerlerininkini karşılaştırıyor. Bu zorunlu birliktelikte, konuşa dövüşe kısmen de olsa birbirlerini anlamaya başlıyorlar.
Oyunun sahnelenmesine gelecek olursam bence oyun, Devlet tiyatroları genelinde ortalamanın üstünde kalıyor.
Ekonomi mağduru kaçakları oynayan Ali Çelik ve Kerem Paşaoğlu, doğulu dindar adamı oynayan Enes Daniş ve İranlı kocayı oynayan Murad Aslan gerçekten çok başarılıydı. Diyaloğu olmadığı halde İranlı kadını oynayan Rafiye Genç Çoldur da oyunun sonunda etkili bir oyunculuk sergiledi.
Tasarımını Murat Gülmez’in yaptığı raylar üzerinde yerleştirilmiş dorse dekoru, trafik koşullarına bağlı olarak ileri geri hareket ederek ortamın gerçeklik hissini artırdı. Hatta arka planda fazla öne çıkmadan, usul usul uğuldayan motor sesi efekti dahi unutulmamıştı.
Tır içindeki konuşmayan oyuncular beni biraz rahatsız etti. Özellikle tüm oyun boyunca elinde sazıyla bekleyen, tam yeri geldi madem, İranlı Ahmed’in türküsüne eşlik edeyim diyerek birden saz çalmaya başlayan göçmen genel içinde biraz sakil durmuş gibi geldi bana. Güzel söylenmesine rağmen o türkü lazım mıydı, onu da bilemedim.
Keşke iki saat iki perde süren oyun, yer yer kendini tekrarlayan diyalogları ayıklanarak, 80 – 90 dakka aralığında tek perde olarak sahnelenseymiş demekten de kendimi alamadım.
Oyunun Künyesi
Yazan: H. Alp Tahmaz
Rejisör: Y. Volkan Özgömeç
Dekor Tasarımı: Murat Gülmez
Kostüm Tasarımı: Dilek Kaplan
Işık Tasarımı: Osman Uzgören
Müzik: Can Atilla
Yönetmen Yardımcıları: Sinem Şahin Budak, Ali Çelik, Erdal Bilingen
Asistanlar: İrem Alnıaçık, Özen Çağla Akın
Sahne Amiri: Cengiz Aydoğan
Kondüvit: Armağan Çartık
Işık Kumanda: Gökhan Gülçebi
Dekor Sorumlusu: Mustafa Karagöz
Aksesuar Sorumlusu: Burçin Özdemir
Kadın Terzi: Meral Şeker
Erkek Terzi: Ali Egeli
Perukacı: İbrahim Atmaca
Mekanik Sorumlusu: Mehmet Pehlivan
Oyuncular:
İsmail Ali Çelik
Cemal Kerem Paşaoğlu
Hüseyin Enes Daniş
Ahmad Murat Aslan
Zahra / Refiye Genç Çoldur
Maria / Göçmen / Merve Erdoğan Carim
Afgan/ Alparslan Çağlar
Şoför / Göçmen Burak Aksak
Polis / Göçmen Doğukan Töngel
Göçmen / Özen Çağla Akın
Dış Ses: Cem Şahin
Topluluk: İstanbul Devlet Tiyatroları
Tür: Trajedi, Dram, Komedi
Seanslar
Afiş