Moliere’in en ünlü oyunlarından biri olan “L’Avare” (Türkçede yayımlanma adı Cimri, 1938, 1991) ilk kez 1668’de sahnelendi. Yapıt, şiiri andıran bir düzyazıyla yazılmıştı. Geleneksel komedinin bütün kalıplarının dönüşüme uğratılarak kullanıldığı bu oyun, kahramanının çelişkisini fazla sert ve çıplak bir tarzda göz önüne serdiği için önceleri pek tutulmamıştı. Cimrinin para tutkusu, oyunun bazı sahnelerinde gaddarlık, patolojik bir yalnızlık, hatta açıkça çılgınlık noktasına varıyordu. Sonradan Goethe Cimri’nin bir komedi değil, bir trajedi olduğunu öne sürmüşse de bu yorum abartılı sayılabilir. Çünkü komediye özgü olan temel çelişki, insanca olmayan amaçlarla insani içgüdüler arasındaki karşıtlık, burada da ortaya çıkar; ama Moliere seyirciye neşeli bir gülünçlüğü değil, saçmalık ve sakinliği hissetirir.
Bir ülkemizden bir çok ekip ve topluluğun çeşitli zamanlarda sahnelediği Cimri oyunlarına bir göz atalım. Siz hangilerini seyrettiniz. Favoriniz hangi Cimri?
1İstanbul Şehir Tiyatroları
Cimri Harpagon için hayatta en değerli şey, şapkalardır. Sahip olduğu şapkaları herkesten sakınır ve bu cimriliği yüzünden yalnız kalır. Harpagon’a bir ders vermek isteyen Frosine, Harpagon’un çocukları ve uşağıyla birlikte ona bir oyun oyn
2Yenisahne 2018
17 Nisan 2018 tarihinde kolektif bir yapı olarak kurulan Batman Yenisahne ilk sezonunda Moliere’in Cimri adlı komedisini 1980’lerin İstanbul’una uyarlamış ve ilk sezonda 50’den fazla gösterim yapmıştır.
3Seyyar Sahne – 2005
“Cimri” oyunu, kadrosu ağırlıklı olarak çalışanlardan oluşan İTÜ Mezunlar Tiyatrosu ve Seyyar Sahne ile İTÜ Tiyatro Kulübü’ne bağlı olarak faaliyet yürüten İTÜ Sahnesi’nin ortak çalışmasıdır. Bu çalışmada, topluluklar için tanıdık bir yazar olan Molière’i, oyunculuk merkezli bir sahnelemeyle ele aldık ve sahne üzerinde Molièresk atmosferi yitirmeden farklı üslup denemeleri gerçekleştirmeye çalıştık. Proje bize, üniversite toplulukları ile mezuniyet sonrasında tiyatro yapan topluluklar arasında kurulacak organik bir ilişkinin sanatsal ve kurumsal anlamda öğretici ve yaratıcı bir süreç olabileceğini göstermiştir.
4Oyun Atölyesi – 2004
İnsanın yaşayacağı onca güzellik varken, o kendi doğasına aykırı olarak sadece servet edinmeyi ve onu asla harcamamayı tek amaç haline getirdiğinde dünyanın cehenneme nasıl çevrileceğinin komedi yoluyla anlatıldığı CİMRİ’yi Işıl Kasapoğlu yönetti.
5İstanbul Devlet Tiyatrosu – 2014
Para’nın odağında insan, aile ve toplumsal ilişkileri irdeleyen Türkiye’de olduğu gibi 400 yıldır Dünya Tiyatrolarının da repertuarlarında sürekli yer alarak sahnelenmiş olan bu trajikomik oyun; Edebiyat ve Tiyatro çevreleri tarafından klasik bir başyapıt olarak değerlendirilmektedir.
6Kenter Tiyatrosu – 2010
Molliere’in klasik metni Kent oyuncularının yorumu ile sahneleniyor…
Oyununun ana eksenini, cimriliğin kaçınılmazlığı üzerine kurmayı hedefleyen bir çalışmayı ön görüyor Kent Oyuncuları.
Ciimrilik bizi gülünç, budala hatta nefret edilen biri haline getirebilir. Bizi insanlığın en aşağılarına itebilir, ancak içimizde gerek birey, gerekse de toplum anlamında hep vardır. Bazen de kaçınılmaz biçimde büyür ve baskın bir olguya dönüşür.
İlkel kapitalizmden günümüz neo-liberalizmine kadar geçen süreçte “para” nın önemli bir metadan, kimlikle eşdeğer tutulduğu bir olguya dönüşümünü izlemekteyiz. Para varlık sorusunun cevabı gibidir, bizi bankamızdaki para cinsi ve sıfırların çokluğu belirlemektedir.
Böyle bir toplumda cimrilik ve kaçınılmaz olarak buna bağlı ya da bunun sonucu açgözlülük de, bir değer olarak var olmak durumundadır ve kaçınılmazdır.
Kent Oyuncuları böyle bir bakış açısını çalışmalarının başlangıç noktası yaparak, bu yabanıl dürtü ile insan kültürünün geliştirdiği değerler arasındaki çatışmada komediyi yakalamaya çalışacaklar.
7Tiyatro Bereze – 2022
Altınlarından başka hiçbir şeyi sevemeyen bir adam; bu adamın cimriliği yüzünden sevdikleriyle birlikte olamayan iki bahtsız kardeş; o kardeşlerle birlikte olabilmek için türlü dolaplar çevirmek zorunda kalan aşıklar; aşıkları bir araya getirmeye çalışan bir çöpçatan; ve bütün bunların ortasında aç biilaç sırtından sopa eksik olmayan zavallı uşaklar…
Paranın pahalı, ama çok pahalı olduğu bir evde bütün bu insanların dertleri, arzuları ve zaafları çarpışınca işler sarpa sarar.
Gel gelelim, parasız dönmeyen bu dünyaya meydan okuyan bir tek şey var: “Aşk aşktır!”
8Ankara Devlet Tiyatrosu – 2019
Moliere’in Cimri’si Paris’li burjuva kesiminin çılgınlık düzeyine ulaşmış para tutkusunun komedyasıdır. Parayı bütün yaşamsal değerlerin üzerinde tutan, bu yüzden kendi insani özüne ve çevresine yabancılaşan, insanın içine düştüğü çelişkileri, gülünç ve zavallı durumu sergiler. Oyun bu içeriğiyle, parayı temel değer ve yaşamın tek ölçü birimi sayan yaşam anlayışına eleştirel bir bakış sunmasıyla hala güncelliğini korumaktadır. “Dünyadaki insanların en az insan olanı; yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. Vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır…”
Gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür Harpagon ? İnsan doğuştan mı böyle olur? Yoksa Harpagon sadece yazılmış bir karakter midir?
9Semaver Kumpanya – 2016
“Dünyadaki insanların en az insan olanı; yeryüzündeki canlıların en katı yüreklisi, pintilerin en pintisidir. Onun sevmesinden kuru, onun okşamasından kısır bir şey olamaz. Vermek öylesine zoruna gider ki, selam bile vermez kimseye, onu bile alır; yalnız alır…”
Böyle betimliyor onu tanıyanlar Cimri’yi… Kimdir bu Cimri? Gerçekten de dedikleri kadar acımasız, katı yürekli, pinti ve kötü müdür? İnsan doğuştan mı böyle olur? Sadece yazılmış bir karakter midir? Etrafımızda var mıdır böyleleri? Nasıl bir şey olurdu böylesi bir insanla yaşamak? 17. yüzyılda yaşamış Fransız komedya yazarı Moliere’in ünlü eseri Cimri’de belli bir zümreye bakmakla bir genelleştirmeye bakmak arasındaki pencereden birçok insanın ve ailelerin iç ve dış yapısına bakacak, garip rastlantılara tanık olacaksınız.