Cırcır Böcekleri İtler ve Biz – Art 12

Daha önce İBB Şehir Tiyatroları‘nda “Vahşi Batı” adıyla izlediğim Sam Shepard’ın “True West” oyununu bu akşam Mert Öner rejisi ile, yeni bir oluşum olan Art 12 yapımı olarak “CIRCIR BÖCEKLERİ İTLER VE BİZ” ismiyle izledim.

Oyunun görünen anlamı, karakter ve yaşamsal pratik olarak birbirine zıt, bir noktada birbirine yabancı iki kardeşin (orijinal metinde Austin ve Lee) yaşananlar neticesinde birbirine dönüşmesi, rol değişimi üzerine kurulu olsa da, yazarın, oyunu yazdığı dönemin muhalif tutumunca, “Amerikan Rüyası” olarak adlandırılan balonu patlatma amacı olduğunu biliyoruz.  Öte yandan eserde, sahne üzerinde görülmeyen ancak iki kardeşin üzerinde travmatik etkiye sahip ve nihai durumda çocukların O’na dönüştüğü bir baba figürü var. Tam da burada iş aileye, bu eser özelinde parçalanmış aileye geliyor.

Sam Shepard Tekperde.com
Yazan: Sam Shepard

Zıtlıkların yaşanılan yerden, eğitime, yapılan işten yaşamda tutunma mücadele yöntemlerine kadar başarıyla sergilendiği, çok yönlü okumayı hak eden bu eserin Mert Öner tarafından nasıl sahneleneceğini inanın çok merak ediyordum. DOT yıllarından beri takibimde olan Mert Öner bana göre ilk farkı oyunu tek perdeye indirgeyerek yaptı. Bir diğer fark oyunda, belli bir coğrafyanın vurgulanmaması, karakter isimlerinin anılmaması gibi unsurlarda saklı. Bu da benim nazarımda, kentli yalnız insan, doğaya dönüş ideali, dijitalleşme ile artan küreselleşme hızı ve tüm bunların güncellediği ve/veya dönüştürdüğü bireysel, ailesel, toplumsal yaşamlar gibi hepimizin parçası olduğu ya da özellikle sanat yapanları ilgilendiren “tüccarlaş(tırıl)an sanatçı“, sanat endüstrisi (burada karşımıza yapımcı karakteri çıkıyor) gibi konulara daha global bir bakışı sağlamış. Bu bakış kendini yalın dekorda da gösteriyor. Oyun ilerlerken, kapana kısılmayı vurgularcasına daraltılan sahne alanı, oyuna etkili girişi sağlayan, aynı havayı finalde de yapan, arada da gördüğümüz perde/ışık/gölge uygulaması sevdiğim unsurlar oldu. Yine ışıkla vurgulanan, bize “anahtar kelime” mantığında iki tekrar sunulan kısımlar hoştu.

Prömiyer kaynaklı olduğunu düşündüğüm, düzelmesini umduğum şeyler var: Oyunun genel ritmini sabote eden bazı diyaloglar arası uzun esler ve finale doğru fiziken daha da dağılmasını beklediğim ev. Bu arada, tercih edilen aktarımdan, esere yabancı izleyiciler için işi salt kardeş çatışmasına indirgemeye meyilli bir durum çıkar mı kaygısını da taşımıyor değilim, zira bu, True West‘e haksızlık olur diye düşünüyorum.

Art 12‘nin kurucuları “sıkı dostlar” Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman‘ın çıktıkları bu yolda en büyük şansları önce kendileri, sonra da doğru oyun ve ekip buluşması olmuş. Emeği geçen herkesi kutlarım. Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman’ın uyumu beklendiği üzere çok iyi. Ayşe Lebriz Berkem’in kısa ve etkili, karakteri adeta silerek yansıttığı sevgisiz anne ve Burak Sarımola’nın iki kardeş arası çatışmayı körükleyen kurnaz tüccar yapımcı yorumu başarılı.

Açılışı Zorlu PSM’de yaptılar. Açıklanan temsil günlerine bakarsak benzer ölçekteki sahnelerde devam edecekler. Dilerim mikrofonsuz oynayabilecekleri salonlarda da yer alırlar 🙂 Yolları açık, oyunları bol alkışlı olsun. Sanat hayatımıza hoş geldin Art 12.

Oyunun Künyesi
Yazan: Sam Shepard
Çeviren: Yıldırım Türker
Yöneten: Mert Öner
Oyuncular: Serhat Teoman, Buğra Gülsoy, Burak Sarımola, Ayşe Lebriz Berkem
Dekor ve Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Müzik Tasarımı: Nep’tune / Arkadaş Deniz Koşar, Mekin Sezer
Yönetmen Yardımcısı: Şakir Güler
Reji Asistanları: Aslı Işık, Mizgin Özel
Kostüm: Arin Umut Öğmen
Afiş Tasarımı: Buğra Gülsoy
Afiş ve Tanıtım Fotoğrafları: Jiyan Kızılboğa
Afiş Tasarım Uygulama: Özge Sezgin
Yapımcı: Art 12
Uygulayıcı Yapımcı: Omnia Yapım
Art 12 İdari Yapımcı: Sibel Teoman
Yapım Koordinatörü: Ayşegül Beyazdağ
İletişim Danışmanlığı: İletişim Deposu
Sosyal Medya İletişim: Gözde Kaynak
Tür: Trajedi & Dram
Seanslar
Afiş
Temsilertesi
Temsilertesi
Sanat ve sanatçının dostu, tiyatrosever

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Muhsin Ertuğrul

Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul, sinema alanında da Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş; 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olmuştur. Ailesi, sahneye çıkmasına karşı çıktığı için baba evinden ayrıldı ve tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul'a 23 Nisan 1979'da Ege Üniversitesi'nce fahri doktor payesi verildi. Sanatçı, ünvanını almak ve sanat yaşamının 70. yıl kutlamalarına katılmak üzere gittiği İzmir'de 29 Nisan günü kalp krizi sonucu hayatını yitirdi.

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz