Sürgünler, romanlar, dostluklar, cezaevleri, oyunlar, apansız ölümler, yoksulluk, sabahı bulan akşam buluşmaları, fişlenmeler, şiirler, gurbet yolları, Beyoğlu günleri, şarkılar, İstanbul aşkı, yazma sevdası…
Yola çıkanların, yolda olanların, yolu özleyenlerin, yarı yoldan dönenlerin, yola çıkmak istemeyenlerin, herhangi bir yolda yolu kesişenlerin hikâyesi Güzel Son…
Kendi dönemlerini aşan şiir, öykü ve romanlarıyla; yeni akımları oluşturan üretkenlikleriyle; hayat hikâyeleriyle; aşkları, dostlukları ve yalnızlıklarıyla; bugün artık bir isim olarak anılan mekânlarıyla; hayalleri ve hayal kırıklıklarıyla tamamlanan ömürleriyle bana oyun boyunca Edip Cansever’in Masa da Masaymış Haşiirini hatırlatan bu oyun, uzun zamandır hissetmediğim duygularla dolup taşmama yol açtı. Ben de Çevre Tiyatrosu’nda izlediğim Güzel Son’un masasındaydım, o dönemi düşündüğümde hep olmak istediğim yerde, o masada: Lambo Meyhanesi, No: 13, Nevizade’deydim.
Şakalarıyla Orhan Veli, eleştirileriyle Nurullah Ataç, sakinliğiyle Melih Cevdet Anday, muzipliğiyle Sait Faik, aykırılığıyla Suat Derviş, hoşgörüsüyle Mösyö Lambo, bonkörlüğüyle Halim Şefik…
“Lütfen İçmeden Geliniz!” yazılı davetiyelerle masada buluşan isimler…
“… Halim Şefik bu küçük kitabı ile bizim kırk yıllık şiirimizi temize çıkarmıştır. Evet küçük bir kitap ama yaşamı savaşım içinde geçmiş bir kişinin tanığı.”
Otopsi adlı kitabında Orhan Veli için bir ağıt yakan Halim Şefik Güzelson, Melih Cevdet Anday tarafından bu sözlerle eleştirilir.
Eleştirilerle birbirlerine atıfta bulunan, şiirler okunan, şarkılar söylenen, öykülerin ve romanların içinden çıkmışçasına kendilerine has üslup ve duruşlarıyla bu güzel masayı kuran kişi, Mağrur Fil Ölüleri, Işıklar Söndüğünde oyunlarının yazarı Hakan Tabakan.
Oyunun rejisi Volkan M. Sarıöz’e ait. Bu sene yirmi altıncısı düzenlenen İKSV Tiyatro Festivali’nde Işıl Kasapoğlu’nun 30 yıl önce tasarladığı ve Semaver Kumpanya’nın hayata geçirdiği “İstanbul Mon Amour” projesinde yer alan oyun, gördüğü ilgi karşısında oyunu kendi sahnelerine, Çevre Tiyatrosu’na taşıyor.
Metinde “Kişilerin gerçeklerle ilgisi vardır. Konuşmaların ve yaşananların gerçeklerle ilgisi olmayabilir” yazılı notta neler yoktur ki…
2002 yılında son fabrikasına da kilit vurulan Sümerbank, “Fosforlu Cevriye, Suat Derviş’in bana bir mirası” diyen Gülriz Sururi, Nazım Hikmet, Garip akımının temsilcilerinden biri olan Oktay Rifat, Orhan Veli’nin çukuru, Sait Faik’in hastalığı, Halim Şefik’in kitap satıcılığı, Nurullah Ataç’ın öz dil savunuculuğu, Mösyö Lambo’nun komünistliğiyle kapanan meyhanesi, çok kültürlülük, Melih Cevdet’in şiirleri, Nahit Hanım’ın Orhan Veli’ye desteği, “Güzel kadınları severim / İşçi kadınları severim / Güzel işçi kadınları / Daha çok severim” Fark etmedim zannetmeyin Orhan Bey, her ne kadar erkek bir şiir olsa da en azından bir sınıf meselesi var” diyen Suat Derviş’in İsveç’te tanımladığı hapishanesi…
“….Bir şive gibidir insan, ey öldürülmüş insan
Bilinmeyen bir hayvana özgü bir ses gibi
Sabırsız testi, hep dolar gibi olan
Her şeyin sese dönüşeceği bilinemez ki!
……..” (**)
Oyunu sese dönüştüren isimler: Selen Şenay, Ahmet Kaynak, Mehmet Konu, Mertcan Ertürk, Metin Alpargun, Muhammed Türkoğlu ve Onur Şenol.
Diyalogların oyuncuların oyunculuklarında yaşama hâli, mizahın seyirciye geçen iç dinamiği, duygulanımları sağlayan samimiyetleri, o masayı masa kılan unsurların tümü oyuncu kadrosundan seyirciye ulaşıyor.
Bana oyun boyunca sadece fazla ve eksik gelen şey, Suat Derviş’in gitmeye davranan hâli ile Halim Şefik’in oyuna girmesiyle yaşanan -yaşanmayan- şaşkınlık hâli oldu.
Yalınlığıyla dekor-kostüm tasarım, Başak Özdoğan’a; ışık tasarım Cem Yılmazer’e; müzik, Fırat İkisivri’ye ait. (Oyundan uğurlanış müziğini çok sevdim.)
Mösyö Lambo’nun mekânından çıkarken -oyun sonunda- meyhanenin veresiye defterine hissettiğim duygulardan ve oyun boyunca kelimelerle demlendiğim zamandan dolayı adımın yazılmasını isterim. Bu borcu nasıl öderim bilinmez ama bu oyunun yıllarca sahnelenmesini dilerim çünkü o masada olmaya bence çok ihtiyacımız, öğrenecek çok şeyimiz, anlatmaya gereksindiğimiz çok şeyimiz var.
İyi seyirler…
ŞİRİN İNCİ
Kaynakça:
* Orhan Veli, Hürriyete Doğru Şiirinden
** Melih Cevdet Anday, Yağmurun Altında Şiiri
Oyunun Künyesi Yazan: Hakan Tabakan Yönetmen: Volkan M. Sarıöz Işık tasarım: Cem Yılmazer Müzik: Fırat İkisivri Ses Kumanda : Sibel Altan Işık Kumanda : Mustafa Karakoyun Yönetmen Yardımcısı: Nur Güven Oyuncular: Ahmet Kaynak – Nurullah Ataç Mehmet Konu – Sait Faik Abasıyanık Mertcan Ertürk – Melih Cevdet Anday Metin Alpargun – Orhan Veli Kanık Muhammed Türkoğlu – Halim Şefik Güzelson Onur şenol – Mösyö Lambo Selen Şenay – Suat Derviş Seanslar Afiş