Bir Portreden Daha Fazlası “Dorian” – Void

Hem yaşamı hem de eserleri nedeniyle sansür ve baskıya maruz kalan ünlü yazar Oscar Wilde’ın hayatının son dönemlerinde yazdığı, yayınlanmış tek romanı olan “Dorian Gray’in Portresi” sadece bizim ülkemizde kaç yayınevinden çıkmıştır tahmininiz var mı? 50 üzeri. Girdiğiniz her kitapçıda her daim kampanya ya da çok satanlar bölümünde denk gelirsiniz. Çizgi romanı, filmleri de cabası. Efsane seslendirme kadrosu ile radyo tiyatrosu hali de mevcut. Hal böyle olunca pek çoğunuz illa ki eseri biliyordur diye düşünüyorum:)

Yazarının ifadesi ile bu “bir ruhun hikayesi”: Bulunduğu cemiyette yakışıklılığı ile nam salmış Dorian’ın güzelliğinden etkilenen, hikayenin saf yanının simgesi gibi düşündüğüm ressam Basil onun bir portresini yapar. Bu süreçte Dorian, romanın şeytani yanını temsil eden, hedonizmi ilke edinmiş Lord Henry ile tanışır ki bunu kendisi için bir dönüm noktası gibi düşünebiliriz. Zira Lord Henry’nin “rahle-i tedrisinden” geçen Dorian hem kendi gençlik ve güzelliğini koruma batağına saplanır, hem de adeta bir günah makinasına dönüşmüştür. Bu saplantı öyle bir noktaya gelir ki kendi bedeninin aynı kalıp, portredeki kendisinin yaşlanmasını ister. Bunu, tabloyla yapılan bir pazarlık gibi de düşünebilirsiniz, vaktine denk gelip kabul olunan dua gibi de. Ancak benim önemsediğim kısım, tablonun tam da bu dönüşüm sürecinde Dorian’ın içindeki karanlığı sembolize etmesi. Zaten final de bunu vurgular nitelikte.

Şimdi gelelim bu klasiğin VOID tarafından sahnelenmiş hali “Dorian”a:

Bu denli bilinen romanların sahne uyarlamasını hep çok zor bulmuşumdur çünkü sıfır bir metin değil, izleyici yüksek ihtimal eseri okumuş, okurken de kendi kafasında bir reji yapmıştır. Haliyle derinlerde bir yerde hep biraz, gördüğü ile beklentisini kıyaslar gibi olur. En azından bende biraz öyle olduğunu söylemeliyim. Hayal bedava, realitede her şey maddiyata dayanıyor, farkındayım. Bu nedenle teknik, fiziksel imkanları sorgulamayacağım.

Oscar Wilde Tekperde.com
Eser: Oscar Wilde

Öncelikle yaklaşık 200 sayfalık eserin temel olayları, tek perde/60 dakikaya başarıyla uyarlanmış. Ancak 1 saat içinde, sahne geçişleri çok olunca, o geçişlerdeki karanlık beni biraz yordu. Bir diğer göz yorgunluğunu da, yüksek ihtimal önde oturmuş olmamın azizliği, ışığın etkin rol kişisine büründüğü bazı sahnelerde yaşadım.

Basil‘in portreyi çiziş aşaması bize müzikal bir şekilde aktarıldı.  Rolü canlandıran Güneş Bozkır‘ın müzikal yönüne vurgu ve oyuna zenginlik katması açısından güzel düşünülmüş. Bu arada söylemeden edemeyeceğim: Basel ressam olunca, Güneş Bozkır’ın saçlarını bu bağlamda düşününce, Bob Ross’u anmak isterim:)  

Lord Henry rolü için kadın oyuncu seçimi, böyle bir oyun için çok ince düşünülmüş. Lord Seril Aksoy. Ekip içersinde aşina olduğum tek isim Dorian’ı oynayan Can Özmen idi. 

Oyun algısında mekanın etkisi büyük. Bu minvalde, İkinci Kat Kadıköy önemsediğim bir mekan ancak mesela bu oyunu başka bir salonda izlemek isterdim. 

Yeni bir oyun, farklı disiplinlere de hakim güzel bir ekip. Günümüzde iyice vazgeçilen bir unsuru atlamamışlar, minik, şık bir buklet hazırlamışlar. Arşivci bir izleyici olarak buna ayrıca teşekkür ederim. 

Yolları açık, alkışları bol, oyunları uzun soluklu olsun.

Oyunun Künyesi
Eser: Oscar Wilde
Yöneten ve Uyarlayan: Cemre Su Salur
Ses ve Efekt Tasarımı: Güneş Bozkır
Işık Tasarımı: Seril Aksoy 
Oynayanlar : Can Özmen, Seril Aksoy, Güneş Bozkır, Evrim Özşuca
Asistan: Mizgin Özel
Topluluk: Void
Tür:Trajedi & Dram
Seanslar
Afiş
Temsilertesi
Temsilertesi
Sanat ve sanatçının dostu, tiyatrosever

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz