Gotik Afrika – Dario Fo

Anne ve babalarından kalma tozlu bir çiftlik evinde, çocukluklarının en korkunç olaylarını tekrar tekrar yaşadıkları bir döngü içine hapsolmuş iki kız kardeşin hikâyesi: Gotik Afrika. Grant Wood’un ünlü tablosu American Gothic’ten esinlenilmiş bir adı var oyunun. Tablo her nasıl 1930’lu yılların kırsal Amerika’sını tek kareyle anlatıyorsa, Gotik Afrika da aile içi ensestin dehşet verici gerçekliğini, tıpkı bir tablo gibi gözler önüne seriyor. Çocuk zihinleriyle, yaşadıkları korkunç olaylarla baş edebilmek için acı hatıraları oyunlara çeviren ve tekrar tekrar yineledikleri bu oyunların hayali döngüsü içerisinde kaybolan iki kardeşin çarpık gerçeklikleri, bir gün “gerçek dünyadan” gelen bir avukat yüzünden sarsılıyor. Ve aslında her şey böyle başlıyor…

Reza de Wet’in yazdığı oyun, Güney Afrika’da geçmesine ve o ülkenin toplumsal sıkıntılarını metaforik olarak ele alıyor olmasına rağmen, karakterlerin derinliği ve olayların seyri; hem küçük ölçekte hem de büyük ölçekte, evrensel noktalara temas ediyor. Üstelik sadece toplumsal olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak da çok doğru kurulmuş bir yapıya sahip. Dünyaya geldiğimiz andan itibaren belli bir yaşa gelene kadar olan geçen sürede, bizi rahminin karanlıklarında büyüten ve koynunda saklayan “anne”: bizim iç dünyamızın izdüşümüdür. Yürümeye başlayıp bağımsızlığımızı kazanmaya başladığımızda, bize dış dünyayı tanıtan kişi olan “baba” ise, dış dünya ile ilişkimizin mimarıdır. İşte tam bu noktada anne ve baba, bunu tarumar edecek davranışlarda bulunurlarsa; bize ne olur?

Reza De Wet Tekperde.com
Yazar: Reza De Wet

8 Ekim 2023 akşamında sahnelenen prömiyer oyununu izleme şansına eriştiğim Gotik Afrika oyunu, Dario Fo Deneysel Sahne’nin şimdiye kadarki en iddialı oyunlarından birisi. Sahnenin kullanılış biçimi, seyircilerin sahneye olan yakınlığı ve o tozlu atmosfer, içeriye adım attığınız andan itibaren sizi tedirginlik verici bir dünyanın içine sokuyor. Sahnenin giriş kapısının, aynı zamanda oyundaki çiftlik evinin kapısı olarak kullanılması fikri beni çok etkiledi. Çünkü bu size, sanki o evin içindeymişsiniz ve o evin içindekilerle birlikte kapana kısılmışsınız hissini yaşatıyor.

Salona inmeye başladığınızda, sizi tansiyon yükselten bir davul sesi karşılıyor ve içeri adım attığınız anda, hali hazırda devam eden bir çılgınlığın içinde buluyorsunuz kendinizi. Kız kardeşler Susie ve Frikkie, kendilerine göre olağan olan hiperaktif bir ruh halindeyken ve kızların dadısı olan Alina da onların rutinlerini sağlayan kişi olarak kızları gözlemlerken, sıradışı bir gerçekliğin içine düşüyorsunuz.

Performans olarak beni en derinden etkileyen: Susie rolündeki Hanife Dere’nin, ritmi bir an olsun düşmeyen çizgisi ve tek bir kelime bile etmeden çok güçlü bir etki bırakan dadı Alina rolündeki Emine Özge Yıldız’ın istikrarıydı. Frikkie rolünde izlediğim Doğa Solmaz ise bana göre zoru başarmış. Çünkü metnin orijinalinde Frikkie, aslında bir erkek ve cinsiyet rollerinin bu denli önemli olduğu bir metinde erkek için yazılmış olan bir rolü, bir kadın olarak oynamak çok emek ve beceri gerektirir. Avukat Grove rolünde izlediğimiz Samed Erinç, izleyici için “normal” ve “anormal” arasındaki sağlamayı yapmamızda, büyük bir başarı gösteriyor.

Oyuna dair kafamda tam oturmayan, daha doğrusu bana inandırıcı gelmeyen tek bir şey var. O da Bay Grove’un bunca anormalliğe maruz kaldığı halde, içinde bulunduğu tehlikeyi kabullenme hali. Metinde gayet doğalında gerçekleşen bu durum, sahneye konulurken olması gerektiği gibi işlenememiş. Dolayısıyla izleyicinin zihninde “Avukat bütün bunların gerçekleşmesine göz göre göre izin veriyor” izlenimi uyandırıyor. Oyunun dramaturjik olarak beni en çok düşündüren yönü, bu oldu.

Cilliers Çiftliği’nin duvarında asılı olan guguklu saatin her saniyesinde, orada konuk olduğunuz süre boyunca, iliklerinize kadar sarsılmak istiyorsanız eğer; Gotik Afrika, kaçırmamanız gereken özel bir oyun.

Oyunun Künyesi
Yazar: Reza De Wet
Yönetmen: Berkan Kaplan
Yardımcı Yönetmen: Beste Begüm Yiğit
Oyuncular: Hanife Dere, Doğa Solmaz, Samed Erinç, Emine Özge Yıldız
Görsel Tasarım: Hülya Metin
Fotoğraf: Veysel Ayvazoğlu
Topluluk: Dario Fo
Tür: Dram
Seanslar
Afiş
Derya Dobrişan
Derya Dobrişan
Merhaba, ben Derya... Çocukluğumdan beri tiyatro ile haşır neşir olma lüksüne sahip olmuş birisiyim. Her ne kadar Psikoloji okumuş olsam da hiçbir zaman Psikolog olma niyetinde olmadım. Üniversitede öğrendiklerimi; gerçek hayattan ziyade, oyunlarda ve metinlerde kullanmayı tercih ettim. “Sahne” benim orijin noktam; ne olursa olsun yolum ille de oraya düşüyor; bazen oyuncu, bazen yazar, bazen de seyirci olarak... Son yıllarda en aktif olduğum meslek profesyonel senaristlik olsa da, en eski mesleğim olan tiyatro seyirciliğinden hiçbir daim vazgeçmedim. Kolay kolay da vazgeçebilecek değilim...

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz