Kardeşlerimi Arıyorum – Ara Sahne

Seyirci koltuklara oturup oyunu beklemeye başladığında, genelde sadece oyunun nasıl olacağı ile ilgili merak duygusu ve biraz da oyuncuları görecek olmanın tatlı heyecanı beraberinde beklemeye koyulur. Bu oyunu diğerlerinden farklı kılan başlamadan önceki müziğiydi. Oyunun enerjisini baştan bu kadar iyi gösteren müzik beni yeterince memnun etti.
Uğur Uzunel’in başrolünde olduğu oyunda kendisine dört oyuncu eşlik ediyor ve akıp giden performanslar gözümüze çarpıyor. Sığınak ile tanıdığım Uğur Uzunel’i sahnede görmek iyi hissettiriyor, oyuna hükmeden ve belli bir noktadan alıp zirveye taşıyan performansı ile göz dolduruyor. Diğer oyuncular ise Uzunel’in performansının gölgesinde kalmak şöyle dursun, aksine kendisine alan tanıyıp çok güzel performanslar sergiliyorlar. Henüz taze bir oyun olmasına rağmen ekip arasında gelişmeyi bekleyen bir sahneleme yerine, yerli yerine oturmuş sanki senelerdir sahnelenen bir akış var. Çoğu oyunun ikinci sezonunda görmeye alıştığımız o olgunlaşma, Kardeşlerimi Arıyorum’da çoktan gerçekleşmiş. Rejide Barış Gönenen metni çok güzel hazırlamış, oyuncuların da başarılı duruşuyla oyun iyi bir yere gelmiş.

Jonas Hassen Khemiri Yazar Tekperde.com
Yazar:jonas Hassen Khemiri


Tüm bu övgüye ek olarak ilk paragrafta da dile getirdiğim müziğe tekrar değinmeliyim. Normal şartlarda müzik hep arka planda destekçi olarak kullanılırken, bu oyun sonrası aklımda kalan en önemli etmendi. Oyun içinde gerçekleştirilen şarkı performansları da epey keyif vericiydi.

Performanslar ve müzikle ilgili övgüye başlayınca oyun hakkında yazmak sonraya kaldı. Oyun Stockholm’de yaşanan bir patlama ve bu patlama sonrası göçmenlerin maruz kaldığı baskı ve şüphelenmenin odağında geçiyor. Bu ırkçı ve önyargılı tutum korku ve gözle görülür paniği de beraberinde getiriyor. Tüm bu hisler sahnede rahatça gözlemlenebiliyor. Bu noktada başrolümüzde yer alan Amor’un ve çevresindekilerin geçmişe dönük buruk aşkları, dostlarının değişen hayatı, geçmişte nerelerden geldikleri ve şu an nelerle yaşadıkları, göçmenlerin ayakta durma çabasını gözler önüne seriyor.

Dünyanın her yerinde gördüğümüz böyle bir meselenin romantize edilmekten uzak durması ve ana fikir zaten tutulur deyip o fikri sömürmeden arabesk bir tavırda sergilenmemesi beni memnun etti. Oyun komedi olarak geçse de, güldürmek gibi bir gayesi de yok zaten. Güldürüyor ama bunu seyirciyi kazanmak için yapmıyor. Oyunun protest tavrını, bir sahnesinde gösterilen şarkı ve koreografi ile sergilemesi de çok iyi geliyor. 
Çiçeği burnunda Ara Sahne’nin bu güzel oyununu, daha iyi hissedeceğiniz küçük bir sahnede seyir zevki veren şarkı performansları eşliğinde keyif alacağınızı düşünerek öneriyorum.

Oyunun Künyesi
Yazan: Jonas Hassen Khemiri
Çeviren: Eylül Aktürk
Yöneten: Barış Gönenen
Yardımcı Yönetmen: Aslı Menaz
Metin Düzenleme & Dramaturji: Kayra Babalık
Dekor ve Kostüm Tasarım: Bengü Şener
Dekor ve Kostüm Uygulama: Ferhat Kaya
Müzik: Utku Güçoğlu
Şarkı Sözleri: Kayra Babalık
Hareket Tasarım: Orçun Okurgan
Işık Tasarım: Ra Yavuz
Işık Kumanda: Deniz Kayas
Müzik Kumanda: Ergün Metin
Afiş Tasarım: Açelya Kırmalı
Fotoğraflar: Gökhan Polat
Yürütücü Yapımcı: Aylin Pınar Aydemir
Asistan: Aylin Akın
Oynayanlar: Buse Külekci, Can Sertaç Adalıer, Gülin Bakkaloğlu, Metehan Kaya, Uğur Uzunel
Topluluk: Ara Sahne
Tür:Komedi
Seanslar
Afiş
uğur savaş
uğur savaş
Tiyatro oyunlarını yorumluyorum.🎭

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz