Oyun, kişilerin yapabilecekleri birçok şey olmasına rağmen, hiçbir şey yapmamış olmaları ve aslında şuanda bunları konuşmanın hiçbir anlamının da olmaması fakat birbirlerinden bir türlü kopamamaları, insanlığın çaresizliği veya bir hayat amacı araması, bu yolda kaybolması gibi kuvvetli eleştirel fikirler taşıyor. Bu yönden absürt tiyatronun eleştiri yönünü diğer türlere baktığımda daha kuvvetli buluyorum. Çünkü bu tür oyunlar derdini doğrudan değil, simgesel yönünü öne çıkararak dile getiriyor.
En son 2003 senesinde Dolu Düşün Boş Konuş oyunu ile aynı sahneyi paylaşan Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer 20 yıl sonra tekrar aynı sahneyi paylaşacak.
Absürt tiyatronun en önemli yazarı Fransız Eugène Ionesco...