2011 yılında, bir tır konteynırının ardında İtalya'ya kaçak girmek için yolculuk yapan bir grup göçmenin traji komik hikayesi anlatıyor oyunda. Sahnede gerçeğe çok yakın bir tır konteyneri dekoru var. İçinde de koliler, kutular arasında yolculuk yapan göçmenler; savaştan kaçan İranlı bir karı koca ile bebekleri, terörden, töreden kaçan doğu kökenli dindar bir gençle, ekonomik sebeplerden ülkeden kaçan iki Türk ve "diğerleri" diye nitelediğim Orta Doğulu beş sessiz göçmen. Göz önünde 10 oyuncu olmasına rağmen diyaloglar 4 oyuncu arasında geçiyor. Diğer oyuncular için sessizlikleriyle oyuna katıldılar diyebiliriz.
Oyun, kişilerin yapabilecekleri birçok şey olmasına rağmen, hiçbir şey yapmamış olmaları ve aslında şuanda bunları konuşmanın hiçbir anlamının da olmaması fakat birbirlerinden bir türlü kopamamaları, insanlığın çaresizliği veya bir hayat amacı araması, bu yolda kaybolması gibi kuvvetli eleştirel fikirler taşıyor. Bu yönden absürt tiyatronun eleştiri yönünü diğer türlere baktığımda daha kuvvetli buluyorum. Çünkü bu tür oyunlar derdini doğrudan değil, simgesel yönünü öne çıkararak dile getiriyor.
Oyun başladığı an itibarıyla sıra dışı olacağı mesajını çok net veriyor ve hiç beklentinin altında bırakmadan ilerliyor. Böyle oyunları deneyimlemek kişisel anlamda bende yeni pencereler açıyor, o yüzden bu taraftan bakınca epey...
Bu sene Mahir Baykam anısına üçüncüsü düzenlenlecek olan Samsun Tiyatro Festivali, birbirinden güzel 5 farklı oyuna ev sahipliği yapacak. 21 Ekim akşamı İlyas Yalçıntaş konseri ile start verilecek olan festivalin ilk oyunu...
“Aşk ve iş, beşeriyetimizin mihenk taşlarıdır,” demiş Freud. Evet, böyle var olduk biz. İnsanı bileşenlerine ayırsak; bir avuç emek, bir avuç da aşktan başka bir şey geçmez elimize. Gerisi baharat... Mayamız budur....
Bu Yapımın sahneye koyduğu oyun için Aralık sahnedeyiz. Oyun, tek perde ve yaklaşık 1 saat civarında sürüyor. Tek mekandayız ve sahne arkasında yaşananları göremiyoruz. Konunun odağında yeni taşınılan bir evde verilen partiden...
Tiyatroyla ilgilenen çoğu kişi Shakespeare’in ünlü tragedyası Hamlet‘i bilir. O kadar farklı şekilde sahnelenen Hamlet oyunu izledim ki, biletimi almadan önce Bir Baba Hamlet, Baba Sahne’de bana neler sunabilir diye düşündüm. Fakat...
Şanslı azınlıktan değilseniz, iş kaygısı her dönemin gerçeği. Büyük umutlar ve ideallerle okunan okullar, alınan eğitimler neticesinde yeni mezun gençlerin "gerçek yaşama hoş geldin" evresidir bu. Hangimiz yaşamadık ki?
Gönlünüze göre iş bulma...