Günümüz evliliklerinin bir çoğu boşanmakla sonuçlanmakta artık. Birbirini seven çiftlerin büyük umutlar ve hayallerle kurulan evliliklerinde birbirini sevmek, çok iyi anlaşmak ve beraberken eğlenebilmek bir evliliği sürdürmeye gerçekten yetiyor mu? “Leyla ile Mecnun değil” oyunu bu soruyu feminen ve eril bakış açısı ile sahneye taşımış, evlilikler üzerine kimi zaman güldüren kimi zaman düşündüren bir oyun olarak sahnelenmekte.
Metin yazarlığının yanı sıra oyunun başrolünü üstlenen Bülent Emrah PARLAK’a Elit Andaç ÇAM sahnede eşlik ediyor.Oyunun yönetmenliğini Murat EKEN, ışık tasarımını Alev TOPAL, dekoru ise Cihan AŞAR üstlenmiş.
Sahnede boşanmak üzere olan bir çiftin bitmiş evlilikleri, alışkanlıkları, her an yeniden alevlenecek aşkları arasında gel-gitlerin yaşandığı bir hikaye izliyoruz.
Kadın ve adam boşanmak üzedir, 6 aydırda ayrı yaşamaktadırlar. Boşanmalarına günler kala çok sevdikleri, sık görüştükleri, hatta nikah şahitliklerini yaptıkları İskender abileri vefat eder. İskender Abilerinin cenaze merasimini organize etmek boşanmak üzere olan adam ve kadına düşer. Oyun cenaze merasimi sırasında eş-dost ağırlama, rahmetlinin son vasiyetini yerine getirme talaşı içerisinde geçerken, bir yandan da adam ve kadın yaşadıkları iyi kötü anıları hatırlayarak ilişkilerini sorgularlar. İzleyici de sevginin içinde öfkenin, hüznün arasında gülümsemenin arasında gidip gelir.
Oyun, evliliklerin günümüz şartlarında şekillenmesini anlatırken; iki insanın birbirlerini sevmelerinin, çok iyi anlaşmalarının hatta birlikte çok eğlenmelerinin evliliklerine zararlı mı, çevrenin, akrabaların evlilik üzerinde etkisi ne yönde, kime göre doğru sorularını izleyiciye gülümseterek sorgulatmakta. Oyunun genel temasına ise verilen karaların kimi zaman kayıp getireceği, kapanan kapıların bazen zorlanmaması gerektiğini ifade eden kabullenme diyebiliriz.
Sahnede izlediğimiz cenaze merasimi biten bir evliliğin sonuna da işaret etmektedir. Tükenen bir evlilik birbirini çok sevmekle yeniden yaratılabilir mi? Oyun küresel kadı-erkek ilişki sorunlarınında gözler önüne serer. Cinsellikte başarı, karşı tarafın kıskanılması, kişinin kendini karşı tarafa beğendirme dürtüleri, yaşamın ekonomik ve siyasal sorunlarıyla perçinleşmekte, bu sorunlar feminen ve eril bakış açısıyla sunulmakta.
Oyunun tamamında lokal ışığın kullanılması hüzünlü bir atmosfer yaratmasını sağlamış. Sade bir dekor kullanılan oyunda tek kullanılan obje kimi zaman bir vizon sehpa, kimi zaman bir bulaşık tezgahı, kimi zaman bi musalla taşı, kimi zamanda bir mezar olacak şekilde çok işlevli olarak kullanılmış.
Gerek Bülent Emrah PARLAK‘ın, gerekse Elit Andaç ÇAM‘ın performansı oyunun konusunu başarılı bir şekilde sahnede gözler önüne seriyor. Her iki oyuncunun arasında paslaşmalar, birbirleriyle uyumu çevremizde alışık olduğumuz kadın-erkek çiftlerini sahneye taşımış.
Oyunun sonu ise boşanmaktan vazgeçmeleri beklenen çiftin; mum ışığında, mezar başında- bir anlamda tükenen evlilikleri karşısında- kadının iki iyi arkadaş kalabilmek ve çocuklarına daha iyi birer ebeveyn olabilmek için “benimle boşanır mısın?” demesiyle izleyicide şok etkisi yaratıyor.
75 dakika süren oyun bir evliliği sürdürme de sevgi ve anlaşmanın yeterli olup olmadığının başarıyla sorgulatarak, sahnede gözler önüne seriyor.
Oyunun Künyesi
Yazan: Bülent Emrah Parlak
Yöneten: Murat Eken
Oynayanlar: Bülent Emrah Parlak ve Elit Andaç Çam
Yardımcı Yönetmen : Serkan Altınışık
Işık Tasarım : Alev Topal
Dekor Tasarım : Cihan Aşar
Kostüm Tasarım : Ceren Eken
Müzik : Volkan Sönmez, Emre Parlak
Afiş Tasarım : Berkcan Okar
Afiş Fotoğrafı : Egemen Pırlant
Organizasyon : Fatih Aydın
Topluluk: Tiyatro Bal Porsuğu
Tür: Komedi
Seanslar
Afiş
