“Müzede Sahne” 17 Ağustos’ta Başlıyor

Aidiyet kavramının çokça sorgulandığı bir metin. Yusuf Umut insanda birçok farklı duyguyu tetikliyor. Güvenilir değil ama üzüldüğümüz bir karakter. Kalbinin iyi olduğuna inandığımız insanlardan. ama girdiği her kabın şeklini alan bir adam. dede evindeki kalıba girmek istemiyor ama gittiği her yerde bir kalıba giriyor. Ninayla onun öğretilerini yaşıyor, Miraçla farklı. Kendini bulma yolculuğunda çok fazla şekilden şekile giriyor aslında. bazı tekrarların oyunun dinamiğini üst seviyeye taşıdığına inanıyorum. (Değerlendirmenin tamamı)

‘’Yok, o geceden beri bir rahatladım ama içim de sanki daha tam soğumadı. Anlamıyom, öfkem öylece alaftan top gibi duruyomuş içimde. Acık soğudu. Amma bazı bazı yine fena oluyom. O geceden beridir bir şey yapıştı. Kafam durmuyo, ha bire çalışıyo. Kafam beynim hep uyanık. ‘’Arada sus kız,’’ diyom. Ne bileyim, ben kadınsam kafamın içi de kadındır herhalde diye öyle söylüyom. Gözleri cin gibi açık bir kadın.’’

Bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten, kurulduğu makamında birer birer anlatıyor. Buraya nasıl ‘’düştüğünden’’, onu terk eden kocasından, kederinden, hevesinden, çok sevdiği pavyonda çalışan diğer ahbaplarından ama en çok da öfkesinden. Geçmişte tanımlayamadığı, anlamına parça parça ulaştığı o öfke bir gün tuvaletin buzlu camı gibi kırıldığında, bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.

Yürümeye yeni başlayan bir çocuk ile ortalama bir dünya liderinin ortak noktası nedir? Liderler de süpermarket koridorlarında çocuklar gibi sürüklenir mi? Ya da istediklerini alana kadar çığlık atarlar mı? Bir hayalperest konuşur ve yetişkin bir adam bir sürü şey saçmalayarak gevezelik eder. Yeterince yakından baktığınızda aradaki farkı pek göremezsiniz. Sadece birinin söyleme hakkı vardır ve diğeri söyleneni yapmak zorundadır.

Bully Bully’de iki dünya lideri sahipsiz topraklarda buluştuklarında kültür çatışması yaşarlar. Huzursuz bir karşılaşma yaşayan iki güçlü ama çocuksu yetişkin, yavaş yavaş birbirlerine alışırlar. Bully Bully, iki oyuncunun, birçok şarkı, komik atışmalar, gürültülü patırtılı ifadelerle iletişim kurduğu ve sonunda dost oldukları bir oyundur.

‘Olsa Olmalı Olabilir’ çağdaş Amerikalı yazar David Ives’ın ‘Sure Thing’ (‘Ne Demek’) ve ‘English Made Simple’ (‘Basitleştirilmiş Konuşma Dersleri’) ile Elif Temuçin’in -David Ives’ın ilgili iki oyunu üzerinden- yazdığı ‘Öyle Olsun’ adlı oyunlarını içermektedir.
BeReZe bu oyunda da hikaye anlatıcılığı tarzını temel alıyor. ‘Oyun’ gerçekliğine ve gerçeği ‘oyun’la hikaye etmeye vurgu yaparak sahnede iki oyuncu, seyircinin gözü önünde farklı karakterlere bürünerek; zamanı eğip bükerek, onunla oynayarak kadın-erkek ilişkilerini farklı olasılıklarıyla araştırıyor; ‘saadet’e veya ‘çıkmaz sokak’a çıkan yolları keşfetmeye çalışıyor.
JILL: ve koca bir evren önümüze açılır.
JACK: mutluluk dolu bir evren. 
JILL: her şey mümkün. 
JACK: ve her şey bu noktada başlıyor. 
JILL: çıkmaz sokak. 
JACK: ya da saadet.
JILL: olsa, olmalı, olabilir.

Etiyopya İmparatoru Haile Selasiye’nin 44 yıl süren saltanatını ve sonunu anlatıyor. Haile Selassie’nin tahttan indirilmesi ve monarşinin sona ermesiyle dramatik ve büyüleyici bir imparator ve ölmekte olan bir rejimin son anlarına dair unutulmaz bir oyun seyirciyi bekliyor. Diktatör ve Saray yaşamı, saray hizmetkârları tarafından, onların gözüyle anlatılıyor. 
Bütün diktatörler üç aşağı beş yukarı birbirine benzer. Kumaş aynı kumaştır.

İnteraktif dans tiyatrosu Çık Dışarı ile bebekler, iki dansçı eşliğinde hareketleri keşfediyor.
Bebekler etkinlik boyunca tek renkten çok renkliye, tek boyutludan çok boyutluya dönüşen güvenli ve rahat bir alanda performansa katılıyor.
Bebek seyirciler istedikleri zaman performansa dahil olup sahnede istedikleri kadar kalabiliyor. Doğru ya da yanlışın, kuralların olmadığı bu yaratıcı süreçte ebeveynler, bebeklerin bir performansı özgürce keşfetmesine tanıklık ediyor.
Bebeklere özel olarak tasarlanan bu dekor, koreografi ve müzik; onların hayal gülerinin, yaratıcılıklarının ve ilk dans deneyimlerinin gelişimini destekleyecektir.

Her şey altı yaşında bir çocuğun yazdığı bir listeyle başlar.  
Dünyadaki en harika şeylerin listesi.  
Yaşamaya değer şeylerin listesi. 
– Dondurma 
– Su savaşı 
– Uyku saatini geçirip geç saate kadar televizyon seyretmene izin verilmesi 

Yaşamaya değer bir sebep bulamayan annesinin hastaneye kaldırıldığını öğrenen çocuğun, ona bir hediye olarak yazdığı bu liste, zaman içinde yaşam algısını değiştiren bambaşka bir şeye dönüşür.