Engin Alkan ve Kadıköy Emek Tiyatrosu birlikteliğinden hep şahane işler çıkıyor. Küskün Müzikal ve Cadı Avı oyunları da yine Engin Alkan’ın kalemininden çıkan, aynı zamanda yönetmenliğini de yaptığı, tadı damağımda kalan Kadıköy Emek Tiyatrosu işleridir.
Engin Alkan Ölümün Tersi Arzudur oyununu Tennessee Williams’ın Arzu Tramvayı oyunundan uyarlayarak yazmış.
Ben de bu oyunun bilinilirliğine dayanarak bolca sürpriz bozan içeren bir yazı hazırladım. Baştan söylemiş olayım.
Berlin’de Türk mahallesinde, “iki göz odada” yaşayan Oya ve kocası Gabriel, arkadaşları Ali ile birlikte, amatör tiyatro toplulukları için, salonlarına kurdukları dekorda alternatif bir Macbeth oyununun provalarını yapmaktadırlar. Derken hayatlarına beklenmedik bir misafir gelir. Oya’nın İstanbul’da yaşayan, edebiyat öğretmen ağabeyi Deniz, görünüşte kız kardeşine sürpriz yaparak ziyarete gelmiştir. Yıllardır görüşmemiş iki kardeş, Deniz’in yeni tanıştığı kocası ve birlikte yaşayacakları ufacık bir ev.
Başta kısa süreliğineymiş gibi başlayan ziyaretin şekli zaman geçtikçe değişir ve aslında Deniz’in İstanbul’daki hayatında dibe vurduğu, hem evini hem de işini kaybettiği ve her şeyini bir bavula koyarak, son bir umutla kardeşine geldiği ortaya çıkar. Daha ilk bakışta kılık kıyafet seçimleri ve davranışlarıyla “farklı” olduğu anlaşılan bu adamın varlığı, Oya’nın kocası Gabriel için “her açıdan” rahatsızlık vericidir ve bu durumu açıkça belli etmekten de kaçınmaz. Davranışlarıyla Deniz’i yıpratır, etrafına ördüğü koruma duvarlarını yavaş yavaş yıkar, onun sinir uçlarıyla oynar. Oya ise toksik evliliği ve ağabeyi arasında kalmıştır ve çok da fazla bir şeyler yapabilecek durumda değildir.
Engin Alkan, oyunu New Orleans’tan Berlin’e, 1940’lardan günümüze taşıdığı uyarlamasında “öteki olma” halini öne çıkararak, konuyu çarpıcı bir şekilde ve çok yönlü olarak ele almış. Deniz, farklı cinsel tercihi, renkli ve özenli giyimi ve temiz İstanbul Türkçesiyle, Gabriel’den çok farklıdır. Gabriel kendi küçük krallığı gibi gördüğü evinde onu bir tehdit olarak algılar ve onunla, sonu zorbalığa varan bir erk savaşına girişir. Aslında savaşın kazananı baştan bellidir. Çünkü taraflar denk değildir. Gabriel’in Deniz’e karşı olan fevri, sert ve uyumsuz tavırlarını, Oya’dan çok, Deniz’e karşı bir şeyler hissetmeye başlayan Ali dengelemeye çalışır. Aslında Gabriel ve Ali de hem Almanya’da hem de Türkiye’de pek çok zaman diğerleri için “ötekidir“. Ötekinin ötekine zulmü ise hem Deniz’in, hem izleyicinin canını acıtır.
Bir yandan da evin salonunun ortasındaki acayip dekorda, Macbeth provaları devam eder ve Macbethlerin elleri her provada biraz daha kana bulanır.
Oyundan sonra Arzu Tramvayını okudum. Engin Alkan oyundaki abla Blanch’ı eşcinsel bir ağabeyle değiştirerek, olay akışının paralelliğini bozmadan, konuda çok farklı bir açılım yakalamayı başarmış, Arzu Tramvayındaki poker sahneleri yerine, Macbeth oyun provalarını oyuna zekice yerleştirmiş. Yer yer iki oyun arasında paralellikler kurarak metni zenginleştirmiş. Oyunun ismine gelecek olursak, “Ölümün Tersi Arzudur” da, tıpkı İhtiras Tramvayı gibi, asıl metindeki bir replikten alınmış. Her ikisi de oyun hakkında ip ucu vermeyen, oldukça havalı isimler.
Oyun başarılı oyuncuları ve rejisiyle göz dolduruyor. Oyunda sırıtan, çıtayı aşağıya çeken hiç bir oyuncu yok. Engin Alkan ağabey Deniz rolünde harikalar yaratıyor, karakteri sanki üstüne elbise gibi giyiyor. Engin Alkan’ın ilk kez bu oyunda, komedi olmayan bir rolde izledim. Ağır Almancı aksanlı, hayvansı, sert bir beden diline sahip, hırçın, nobran Gabriel rolünde Murat Göçmez çok başarılı bir oyun çıkarıyor. Arkadaş Ali rolünde Sinan Çatıkkaş, Oya rolüyle de Pınar Yıldırım çok başarılıydı. Ali, ailesinden devraldığı ağır Kürt aksanlı Almancı Türkçesiyle, Deniz yüzünden ya da Deniz sayesinde yaşadığı kafa karışıklığı ve hayal kırıklıklarını seyirciye başarıyla aktardı. Oyunun dekor ve ışık tasarımı da Cem Yılmazer’e ait.
Oyunla ilgili bir kaç da küçük eleştirim var. Bir kere süre biraz uzun tutulmuş. 20:30 da başlayan oyun neredeyse 23:00 de bitti. Süresinin sanki biraz kısaltılmaya ihtiyacı var gibi geldi bana. Bir de sahnenin ortasına yerleştirilen Macbeth tiyatro dekorları çok büyük ve göz yoruyor. Bunun dışında söyleyecek başka hiç bir şeyim yok. Ölümün Tersi Arzudur uzun süresine rağmen keyifle izlenen, tiyatronun tadına varılan, iyi ki tiyatro var dedirten bir oyun. Seyredilecekler listenize almanızı öneririm.
Oyunun Künyesi YAZAN ve YÖNETEN: ENGİN ALKAN OYUNCULAR Engin Alkan Pınar Yıldırım Murat Göçmez Sinan Çatıkkaş Dekor ve ışık Tasarım: CEM YILMAZER Dekor Uygulama SERKAN KAVURT AFİŞ TASARIM Baran Gül Yönetmen Yardımcıları OYA KAPTANOĞLU GÖKHAN TEMİZSOY ASİSTANLAR Alper Bayraktutar Ulaş Bülbül Öykü Çakıl Teknik Uygulama Yusufcan Piyade Ulaş Bülbül Genel Koordinatör Gamze Bayraktaroğlu Topluluk: Kadıköy Emek Tiyatrosu Tür: Trajedi & Dram Seanslar Afiş