Öteki Olmak: Richard

2022 yılındaki 26. İstanbul Tiyatro Festivali biz tiyatro severlere, sezonda da devam eden, iki farklı Richard oyunu armağan etmişti. Biri Okan Bayülgen ile özdeşleşen “Richard“, diğeri Hakan Gerçek’in “III.Richard: Niçin Yaptım”. Kısa sürede iki Richard izlemeyi tercih etmediğim için, zaman ve mekan çizelgeme uyması nedeniyle o zaman Hakan Gerçek’in oyununu izlemiştim.

Öncelikle şunu demeliyim; bu oyun Shakespeare’in dört bölümden oluşan tarihi oyunlarının sonuncusu. Bu tip tarihi gerçekliğe dayalı oyunlarda biraz ön bilgiye sahip olunması gerektiğini düşünüyorum. Dönem tarihini biraz olsun bilmek, kişiler arası bağları anlamak, belli başlı karakterlere dair fikir sahibi olmak seyri kolaylaştıran bir unsur.

Hakan Gerçek’in oyununda yalın bir metin, fona yansıtılan dijital unsurların da yardımıyla olaylara hiç hakim olmayanın bile anlayabileceği bir yapı kurulmuştu. Bu bir imkan ve tercih meselesi elbette. Bu noktada diyebilirim ki Okan Bayülgen meşakkatli ve bence ortalama seyirciyi zorlayacak bir işe girişmiş. Zira oyun az bir miktar Shakespeare metnine dayanırken, büyük kısmı gerçek ve rol kişilerinin eş zamanlı gittiği, oyun içinde oyun gibi karışık bir yapı üzerine kurulmuş. Bunu, seyirciye bir tür beyin jimnastiği yaptırma hali gibi yorumladım. Kendi deyimiyle “çözülmesi gereken bir puzzle”.

Kısaca Richard’dan bahsedip, bu akşamı benim için farklı kılan unsura ve kafama takılan bazı konulara değinmek isterim:

İki yıl süren iktidarını, Henry Tudor ile girdiği iktidar savaşı akabinde kaybeden, dahası bu savaşta hayatını da kaybeden bir kral 3. Richard. Kendisinin tahta geçişi biraz entrikalı, kanlı doğrusu. Akla ilk gelen örneği, gücüne engel olarak gördüğü ufak yaştaki iki yeğenini Londra Kulesine kapattırması ve hatta ölüm emirlerini vermesinden anlayabiliriz. 

Richard bahsinde kamuoyunu canlandıran olay, 2012 yılında Leicester’daki bir otoparkta yapılan kazılar sonucu çıkan iskeletin, bilumum yöntemler sonucunda 3.Richard’a ait olduğunun anlaşılması. Bu araştırmalarda kendisinin skolyozdan muzdarip oluşu, bu eğrilik nedeniyle bir omzunun diğerinden daha yukarıda olması ve savaş alanında aldığı sayısız darbelerin izleri saptanmış. Merak buyurmayın hemen diyeyim; kemikleri 2014 yılında yapılan bir törenle Leicester Katedrali içindeki bir mezara gömülmüş.

Ancak tüm bunlara rağmen Richard, Shakespeare’in anlattığı denli mutlak kötü, sonsuz acımasız ve hatta kötülüğünü vurgulamak için fiziksel olarak ucubeye benzer bir karakter midir? Shakespeare’ın bu oyunu, Tudor Hanedanı’nın siparişi üzerine, onlara yaranmak gayesi ile yazdığı yönündeki fikirleri düşününce, “kötünün” abartılı bir versiyonu ile karşılaştığımızı da düşünebiliriz. Abartı veya değil, her durumda ve zamanda geçerli olan gerçek şu ki, güç zehirlenmesi, iktidar sevdası her devrin, bu güç altında ezilen halkı için sorundur.

Okan Bayülgen’in uyarlayıp, yazıp, yönettiği oyunda sevdiğim yan Richard’ı karakter ve şekilcilik noktasında Shakespeare kötücüllüğüne saplanıp kalmadan ele alması oldu. Mevzuyu “öteki olmak” üzerinden değerlendirmeyi seçmişler. Tamam kabul ancak yer yer bir “kötü güzellemesi” yaptıklarını hissettiler mi hiç?

Gerçek ile oyuna, bir de oyun içinde oyun eklenince, hepsi birbiriyle hemhal olunca, karakterlerin farklı bedenlerdeki aynılığı ile de işler metin ve reji noktasında gerçekten de bir puzzle’a dönüşmüş. Sanıyorum bu oyuna dair gelen en büyük eleştiri bu oluyor. Açıkçası ben beni zorlayan, zihnimi kurcalayan, beni izlerken huzursuz eden oyunları seviyorum. Bu nedenle oyundan razıyım 🙂

Metne eklenen muhtelif düşün insanlarından önermeler işe derinlik, zenginlik katmış. Oyun başlamadan önce ve daha sonra oyun sırasında sahnede görünen, Richard’ın Londra Kulesi’ne hapsettiği yeğenlerini temsilen Server Demirtaş tarafından tasarlanan hareketli heykeller çok ince düşünülmüş. Peki tüm bunlar, oyun sonrası yapılan söyleşide anlatılmasa kaç kişi bilebilirdi? Herkesin söyleşiye katılma ya da bu göndermelere hakim olma şansı yok. O zaman da “anlaşılmayan oyun” yaftasını vurup geçiyor seyirci. İşte bu sebeple soruyorum; bunca tuşa basmaya gerek var mıydı? Festivalde izlemediğim için, bugünkü söyleşide öğrendim oyundan bazı sahnelerin çıkarıldığını. Seyirci geri dönüşlerine göre bu tip revizelerin olmasını sağlıklı buluyorum. Bu durum, hele de böyle söyleşilerde gelen yorumlar akabinde aklımda şu soruyu doğurdu: Okan Bey’in, ekibin, oyunun mevcut hali için “keşke” dediği ne(ler) var ya da var mı?

Bu yazı dahilinde sıraladığım soruları şayet söyleşide yer aldığım süre zarfında fırsat bulabilseydim bizzat soracaktım. Kısmet olamadı. Yazı kendilerine ulaşır da cevaplamak isterlerse ne ala. Yoksa canları sağ olsun.

Gelişim için beyni zorlamak, ters köşeler yaptırmak şart. Oyun genel olarak bunu başarıyor. Her zaman bir rock star olarak algıladığım Okan Bayülgen başta olmak üzere, sahne üzerinde performans gösteren oyuncusundan müzisyenine, dekor, ışık, kostüm tasarımına kadar herkesi kutlarım. 50. oyunları idi, yolları açık olsun.

Meraklısının bildiği üzere kendisi Ankara DT ile “Dracula” uyarlamasını hazırlamakta. Burada çıtanın daha da yukarı taşınacağını düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz.

Oyunun Künyesi
Eser: W.Shakespeare, III. Richard 
Oyuncular: 
Okan Bayülgen, Şenay Gürler, Ebru Unurtan Urağ, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Kubilay Çamlıdağ, Oral Özer, Özgün Çoban, Esra Yaşar, Su Sonia Herring, Volkan Ateş Gündüz, Dilay Yıldız, Cem Tilmen, Ali Akkök, Cüneyt Üstün, Ferdi Taşkın, Levent Akkök, Cihan Akbilek, Orkun Dökmeci, Ece Önderoğlu, Sinan Aksu, Kayra Ural, İstanbul Bayülgen
Proje: Nihal Usanmaz - Kubilay Çamlıdağ – Orkun Dökmeci
Dramaturg : Dilek Tekintaş
Danışman: Yalın Alpay – Dr. Başar Akman
Dekor Tasarımı: Efter Tunç
Kostüm Tasarımı: Ayşegül Alev
Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan
Hareket Tasarımı: Dicle Doğan
Kinetik Heykel Tasarımı: Server Demirtaş
İllüstrasyon: M. K. Perker
Müzik: Ömer Vatansever – Fırat Ağacık – Okan Bayülgen
Saç Tasarımı: Derya Ergün
Afiş Tasarımı: Berkcan Okar
Fotoğraf: Fethi Karaduman
Yönetmen Yardımcısı: Nihal Usanmaz
Reji Asistanları: Dilay Yıldız, Ferdi Taşkın, Ali Akkök
Sahne Amiri: Sinem Bayraktar, Oğuzhan Yıldırım
Yapım: Net Sanat – Kabare Dada
Tür: Trajedi & Dram
Seanslar
Afiş
Temsilertesi
Temsilertesi
Sanat ve sanatçının dostu, tiyatrosever

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz