“Aşk, kıskançlık, iftira, sadakat, kadın cinayeti” anahtar kelimelerimiz olsa, aklınıza hangi ünlü trajedi gelir? Shakespeare’in “Othello”su. Bu öyle bir eserdir ki, öldürülen kadın karakter Desdemona‘dan çok, iki erkek karakter; onu öldüren eşi Othello ve Othello’yu yalan ve iftiralar ile Desdemona’ya karşı dolduran yaveri Iago üzerine konuşulur. Yani bu noktada bile kadının geri plana atıldığı yorumunu yapmak mümkün.
Eserin yazıldığı 1600’lerden günümüze geldiğimizde, hala aynı ya da benzer olayların hikaye ediliyor olmasının temel sebebi, aynı trajedilerin günümüz dünyasında da sürmesi. Yazar Beliz Güçbilmez bu bitip tükenmek bilmez yaraya, bir Shakespeare klasiği olan Othello’yu, günümüzden bir kurgu hikaye ile birleştirerek parmak basıyor : OTHELLO! SEYİRCİLİ İNTİKAM PROVASI. Oyun ismindeki “ünlem işareti”nin nasıl bir anlamı var ise, benim de temaya dair ünlemli bir yaklaşımım var: “Modası geçmeyen” (!) acı, zihniyet, vahşet.
Oyun, tepeden yol yol inen tüllerin hem dekor hem kostüm olarak aktif şekilde kullanıldığı bir sahnede, iki kadın oyuncunun Othello provası yapması ile açılıyor. Provalar sırasında komşu mekan olan pavyondan gelen müzik seslerine bir zaman sonra kadın çığlıkları karışıyor. Çığlıkların sahibi, genç yaşında Adana’dan pavyona getirilen ve mekan sahibi Mahmut’un aşık olduğu Elvan’a ait.
Oyunun matematiği çok güzel kurgulanmış: Shakespeare’in oyunu ile pavyon hikayesi eş zaman ve düzlemde, başarılı karakter ve olay örgüsü eşleştirmeleriyle dönüşümlü aktarılıyor. Pavyon sahibi Mahmut, Shakespeare’in Othello’su, Mahmut’un aşkı Elvan, Othello’nun eşi Desdemona ve kaçınılmaz trajik sonlar.

Oyunda beni en çok etkileyen eşleşme bir şarkı/türkü üzerinden oldu: Desdemona’nın, Iago’nun eşi olan, nedimesi Emilia ile olan dertleşmesinde söylediği, annesinin hizmetçisinden öğrendiği ve adeta ölümünün habercisi olan “Willow Song/”Söğüt Şarkısı” adlı bir şarkı vardır. Pavyon hikayesindeki Elvan’ın ağzından da, annesinin ona adını ilgili türküden esinle verdiğini öğrendiğimiz “Zeynebim” türküsü dökülür: “Zeynep bu güzellik var mı soyunda. Elvan elvan güller biter bağında”. Bu vesileyle hem bu türküyü hem de Shakespeare hayranı Verdi’nin Othello operasındaki “Mi parea..Salce, Salce” aryasını, mesela Maria Callas’dan dinlemenizi öneririm.
Oyunun, “daha önce hiç böyle düşünmemiştim” dedirten bir göndermesini de anmadan geçemeyeceğim: Othello, eşi Desdemona’yı yatakta (yastıkla) boğarak öldürmüştür. Ne tesadüf ki (!) sloganı, “Othello ile hayata uyan” olan bir yastık, yorgan vb markası var. Bu da trajediden beslenmenin ticari versiyonu olsa gerek.
Kadına şiddet içerikli pek çok oyun izledim. Bu oyunu, yakın zamanlı izlediğim benzer içeriklerden farklı kılan yan, konuyu ajitasyondan uzak, soğukkanlı işleme şekli ve derdini anlatırken, güncel bir hikayeyi 400 küsur yıllık ünlü bir trajedi ile eşleştirme yaklaşımı.
Eserin ortaya çıkıp bize ulaşmasında emeği geçen herkesi kutlarım. Ben sezonun son oyununu izledim. Yeni sezonda kendilerine bol alkış dilerim.









Oyunun Künyesi Yazan: Beliz Güçbilmez Yöneten: Yarkın Ünsal Dramaturg: Eylül İdiman Danışman: Psikolog Dr. Duygu Buğa Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter Hareket Tasarımı: Orçun Okurgan Dekor ve Kostüm Tasarımı: Asya İrem Çevikkaya, Sedef Çiçekdiken, Selenay Karaahmet Müzik Tasarımı: Cem Kahraman Reji Asistanları: Ceren Çiçek, Ceren Çağatay Oyun ve Afiş Fotoğrafları: Orçun Kaya Afiş Tasarımı: Nadin Arman Yapımcılar: Meltem Erkurtulgu, İpek Sarılar Oyuncular: Meltem Erkurtulgu İpek Sarılar Topluluk: YUSTUDIO Tür: Komedi, Trajedi Seanslar Afiş