Peer Gynt, Norveçli yazar Henrik İbsen tarafından 1867’da manzum şekilde yazılan 5 perdelik oyundur.
Par tiyatro bize Peer Gynt’ü düşük bütçeli bir kumpanyanın elindeki imkanlar ile düzenlemesi şeklinde sunuyor.
Ekip olarak birbirlerini oldukça iyi tanıyor olmaları ve oyuna hâkimiyetlerinden ötürü oyunda oldukça komik doğaçlama anlar ortaya çıkıyor. Oyunu uyarlayan, yöneten, müzikleri besteleyen ve oyuncuları arasında yer alan Batuhan Gelener gerçekten ortaya çok eğlenceli bir iş çıkartmış olmasının yanısıra Peer karakterine hayat veren Bora Akın haricinde her oyuncu oyun içerisinde birden fazla karakteri canlandırıyor ve bu oyunu farklı bir yönden de çok komik kılıyor. Oyuncular birbirinden yetenekli ve hepsi iki perde boyunca dikkatinizi oyunda tutup, kendilerini izletiyor. Cringe olmadan gülebiliyor ve Peer’in kendi yalanları arasında kendini bulmaya çalışması ile Z kuşağı olarak kendi arayışlarımızı bağdaştırabiliyoruz.
Oyun Norveç mitolojisine ve geleneklerine hâkim değilseniz anlamayacağınız -ki çoğumuz değiliz- küçük detaylar bulundurması dikkatimi çekti. Bu noktada da kumpanyamızın oyununda seyirciye mesajlar verdiğini araştırdığımda öğrendim.
5 perdelik oyunu 2 perdeye indirebilmeleri çok etkileyici ama oyunu 2 kere izlememe rağmen maalesef ki bazı sahnelerin sonları hala havada kalıyor bende, Peer’in diğer sahneye nasıl geçtiğini anlayamadım. Fakat bu iki noktanın gerçekten birer nokta gibi olduğunu ve seyir zevkini bozacak şeyler olduğunu düşünmüyorum.

Peer’in Anitra‘nın düğününe giderken karşılaştığı zorbaları arasında Egemen Topçu’nun arkasını dönüp, Can Çelik’in alnından öperken söylediği söz (aşırı komik bir andı) fakat ben duyamadım.
Peer Gynt’ün peygamber olduğu ve kendisine biat eden kadın ile at üstünde kaçtığı sırada, Alperen Aldanmaz’ın oynadığı kadının Peer’in yüzüklerini çalarken Peer’in onun memesini elliyor olduğu detayı çok komik olucak iken arka koltuklardan görünmüyor.
Bahsettiğim bana göre sonu havada kalan sahneler ise Peer’in kendilerine birlikte olmak için 3 tane cin çağıran kadınlar ile birlikte olduktan sonra nasıl Cin Prenses ile karşılaştığı ve Cinlerin en son onu dövmeye hazırlanırken nasıl onların elinden kurtulduğu oldu.
İzleyen arkadaşlarım sizce ‘yeniden dökme‘ işlemi yerinde bir ceza mı? Eğer öyle ise kaderimize razı olmadığımız için yeniden dökülmeli miyiz?














Oyunun Künyesi Oyuncular: Alperen Aldanmaz, Bekirhan Ak, Bora Akın, Can Çelik, Egemen Topcu, Batuhan Gelener Yazar: Henrik İbsen Uyarlayan/Yönetmen/Müzik: Batuhan Gelener Yardımcı Yönetmen: Ekin Kıvanç Kavurma, Fırat Kırca Kostüm Tasarım: Elanur Yıldız, İnci Oğuz, Öykü Çakmak Afiş Tasarım: Aytuğ Erdil Işık Operatörü: Ege Erkal Sahne Amiri: Uğur Yıldız Süre: 2 Perde / 120 dak Topluluk: Par Tiyatro Seanslar Afiş