İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen oyun tek perde ve 1 saat 15 dakika.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son demlerindeyiz. Girit’teki yurtlarından talihiz bir olay neticesinde sürgün edilen demirci ustası Rüstem ve ailesinin İstanbul’a gelişiyle oyun başlıyor. İstanbul’daki hayat yolculuğuna babasının izinden devam eden Cemal’in annesini ve aşığını geride bırakıp vatan için Çanakkale’ye gidişini ve sonrasında Ayvalık’a uzanan göç yolculuğunu orkestra eşliğinde izliyoruz.
Yazar ve Yönetmen Cengiz Toraman kimi zaman dördüncü duvarı yıkıyor, biz oyuncuyu açık biçimle izliyoruz. Bizimle iletişime geçiyor, gözümüzün içine bakıyor, bütün bunlara rağmen ona teslim oluyoruz, yanağımızdan süzülen yaşları saklamıyoruz. Sonra aniden tempo yükseliyor karakter rolüne bürünerek farklı hikayeleri canlandırıyor.
Yazan – Yöneten : Cengiz Toraman
Meddahlık geleneğinden modern tekniklere aniden geçiş yapan Üzümcü’nün oyunda, seyirciyle interaktif birlikteliği, koroyla atışması, ona eşlik eden Esen Koçer’le tatlı halleri çok samimi ve içtendi. Levent Üzümcü bir dakika olsun dinlenmeden metni sırtlıyor. Sahneye çıktığı andan itibaren gözlerindeki tiyatro aşkını ve özlemini görmek, ona eşlik etmek insanı mutlu ediyor.
Rüstem’in anlatıldığı bölüm harika. Tek kişilik performanslar hem izleyici hem de oyuncu açısından zordur fakat Levent Üzümcü’nün başarısı tartışılmaz. Başka karakterlere bürünmesi, ani duygu geçişlerini dengelemedeki üslubu, hiçbir anını oldu bittiye getirmeden canlandırması sizi metnin içine çekiyor.
Fakat metnin Cemal kısmına geldiğimizde hikâye ne yazık ki seyirciyi alıp götüremiyor. Yer yer kopukluklar mevcut, oyunun içine yedirilen mesaj kaygıları hikâyeyi gölgeliyor. Bazı yerlerini sevsem de teatral açıdan yarattığı etkiyi söylemek durumundayım.
Orkestrayı da canı gönülden teşekkür etmek istiyorum. Esen Koçer oyunun içinde seslendirdiği şarkılarla sizi hikâyenin kucağına usulca bırakıyor.
Minimal dekor kullanımıyla eğlenceli anlar yaşıyorsunuz. Sahnede değişimine tanık olduğumuz kostümlerse metne yerinde eşlik ediyor.
Rüstemoğlu Cemal’in ve hayatlarındaki diğer insanların hikâyelerini izlemek inanın farklı bir deneyim yaşatacak sizlere. Bol alkışlı, biletleri kısa sürede tükenen bir oyun sizi bekliyor.
Sakarya'da doğdu. En sevdiği mevsim sonbahar oldu. İstanbul Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi ile Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji okudu. Gençliğinin baharında okumaya doydu. Her sene bilmediği bir yere mutlaka gider. Sanatla yaşamayı sever.
Oyunun Amerikalı yazarı Allison Gregory, bir ropörtajında şöyle söylemiş:
“Bir oyun yazarı olarak hedeflerimden biri, aktrislerin işlerini yapmaları için zorlu roller ve ilham verici fırsatlar...
Sığınak, içine girmekte çok zorlandığım bir oyun olarak başladı, uzun süre böyle devam etti ancak yaklaşık son yarım saatinde beni derin duygulardan yakalayarak içine...
Kelime manası sahnelemektir. Bir tiyatro metninin sahneye uygun olarak tasarlanması ve düzenlenmesidir.
Haldun Dormen
Sahneye ilk defa Galatasaray Lisesi’nde ortaokul öğrencisi iken çıktı. Robert Koleji'nden mezun oldu. Küçük yaşlarda geçirdiği bir kaza sonucu sol ayağı sakatlandı. Tiyatro eğitimini ABD’de Yale Üniversitesi’nde aldı. 'Papaz Kaçtı' komedisi ile Dormen Tiyatrosu’nu kurdu. Türkiye’de sahnelenen ilk müzikal olarak bilinen 'Sokak Kızı İrma'yı sahneledi. Halkla ilişkiler alanında dünyaca tanınan bir isim olan Betül Mardin ile evlenmiş, sekiz yıl süren bu evliliğinden Ömer adlı bir oğlu dünyaya gelmiştir. Sanatçı hala tv yapımcılığı ve diğer kişisel gelişim dersleri verilmektedir.
Dramaturg
Tiyatroda, repertuar politikasını saptamaya yardımcı olan, repertuar hazırlayan, oyun metinlerini okuyarak; gerekirse çevirisini yaparak, oyunları inceleyen, analiz eden ve bu konuda detaylı raporlar hazırlayan dramaturg; rejisöre, oyunun yorumu konusunda öneriler sunabilir. Oyuncu ve tasarım sanatçılarına malzeme sunmak da dramaturgun görevleri arasındadır.
Tuluat
Modern tiyatronun özelliklerinden farklı olarak yazılı metin olmadan bir konu üzerinde oyuncuların sahnede doğaçlama olarak bir oyunu canlandırmaları.
Çolpan İlhan
İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda tiyatro bölümünü ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun oldu. Akademideki arkadaşları ile birlikte 'Akademi Tiyatrosu' adıyla bir tiyatro grubu kurdu ve oyunlar hazırladı. Şair Attilâ İlhan'ın kızkardeşi, sinema sanatçısı Sadri Alışık'ın eşi ve oyuncu Kerem Alışık'ın annesidir. 2014'te geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.
Darülbedayi
1914 yılında kurulan ve bugünkü İstanbul Şehir Tiyatrolarının eski adı.
Grotesk
Gülünç ve korku verici unsurları, aşırılık ve gerçek dışılıkla bir arada barındıran bir oyun türü.
Müjdat Gezen
Tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, şair ve eğitmen. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni kurmuştur. Sahneye ilk kez Hırka-i Şerif İlköğretim Okulu'nda ilk piyesinde çıktı. Aynı yıl 'Doğan Kardeş' çocuk dergisinde şiirleri yayımlandı. Yine bu yıllarda İstanbul Radyosu Çocuk Kulübü'nde mikrofonla tanıştı. Müjdat Gezen aynı zamanda şair. 74 adet şiirden oluşan 'Şiirim Geldi Bırakın Beni' isimli bir albümü var. Albümde kendisiyle birlikte Savaş Dinçel, Mustafa Alabora, Perran Kutman, Ali Poyrazoğlu, Rutkay Aziz ve Sunay Akın gibi isimler yer alıyor.
Prömiyer
Oyunun seyirci ile ilk buluşması.
Apar
Oyuncunun rol gereği seyircinin duyacağı biçimde ama öbür oyuncuların duymadığı var sayımla düşüncelerini söylemesi veya Oyuncunun doğrudan seyirciye dönerek konuşması.
Fuaye
Tiyatro aralarında oyuncuların ve seyircinin dinlenmesi için hazırlanmış yer.
Feeri
Doğaüstü olayların ve kişilerin dekorlar arasında gösterilmesi.
Muhsin Ertuğrul
Türk tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul, sinema alanında da Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştirmiş; 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olmuştur. Ailesi, sahneye çıkmasına karşı çıktığı için baba evinden ayrıldı ve tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul'a 23 Nisan 1979'da Ege Üniversitesi'nce fahri doktor payesi verildi. Sanatçı, ünvanını almak ve sanat yaşamının 70. yıl kutlamalarına katılmak üzere gittiği İzmir'de 29 Nisan günü kalp krizi sonucu hayatını yitirdi.
Tuncel Kurtiz
Babası Selanik doğumlu bir Türk bürokratı, annesi ise Boşnaktır. Üniversitede kısa bir süre hukuk fakültesinde, daha sonra ise filoloji, felsefe, psikoloji ve sanat tarihi bölümlerinde okudu; ancak hiçbirinden mezun olmadı. İlk kez Dormen Tiyatrosu'nda oyunculuğa başlamış olan sanatçı, bir çok sinema filminde de rol almıştır. 48. Altın Portakal Film Festivali'nde 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' aldı. Son yıllarda 'Ezel' adlı dizide oynayan sanatçı, 2013'te kalp krizi sonucu 77 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Agon
Antik Yunan komedyasında düşünceleri birbirine karşıt olan iki oyun kişisinin tartışmaya girdiği bölüm.
Kabare
Toplum hayatında daha çok güncel olayların iğneleyici ve eleştirici bir şekilde ele alan oyunların oynandığı; şiirlerin ve şarkıların söylendiği tiyatro.
Diegetik
Tiyatroda, edebiyatta yahut sinemada bir olayın, olayın kendisine tanıklık edilerek değil olayın anlatılarak öğrenildiği durumlar. Edebiyatta olayı bir anlatıcı vasıtasıyla okuyarak, tiyatroda ve sinemada genellikle sahnede duyarak öğrendiğimiz bilgiler.
Afife Jale
Sahneye çıkan İlk Türk kadın oyuncudur. 'Yamalar' adlı oyunda, Emel rolü ile ilk kez sahneye çıktı. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda 'Jale' takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır. Tiyatro kursları için açılan sınavı kazandı. Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu dönemde, Darülbedayi (konservatuvar olarak açıldıktan sonra okul tanımından çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüşen; halen İstanbul Şehir Tiyatroları adıyla varlığını sürdüren sanat kurumu), Müslüman kadınların sadece kadınlara özel gösterilerde oynayacakları gerekçesiyle bünyesine almıştı. 1997’den beri sanatçının anısına Yapı Kredi tarafından 'Afife Tiyatro Ödülleri' düzenlenmektedir. Son yıllarını yatırıldığı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde geçirdi ve orada vefat etti.
Fars (Farce)
Önceleri oyun araları gösterisi olarak sahnelenen ve sonrasında sanat yönü az kaba bir güldürü türüne dönen tiyatro.
Kanto
Tiyatro oyunlarından önce kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ettiği yer.
Cep Tiyatrosu
Sahnenin seyirciye çok yakın ilişkide olduğu az kişi alan tiyatrolara verilen ad.
Tragedya
Duyguları yaşatmak ve hissetirmek için acıma ve korku duyguları üzerine yazılmış tiyatro eseri, trajedi
Oda Tiyatrosu
Seyirci sığası yüz kişi yada az olan minik tiyatro.
Vodvil
Hareketli ve eğlenceli konulara dayanan hafif güldürü.
Entrik unsur
Yazılan eserin, okuyucuda merak uyandıracak şekilde olması
Reji
Sinema, tiyatro, radyo ve televizyon oyunlarında ve programlarında oyunun sahnelenmesini organize eden sorumlu kişi(ler).
Levent Kırca
İlk kez 1964'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahneye çıktı. Eski eşi Oya Başar ile birlikte 'Güzel ve Çirkin' ve 'Sefiller' adlı oyunları sergiledi. 1998 yılında 33. Türkiye Hükûmeti'nde Kültür Bakanlığının vermeye başladığı Devlet Sanatçısı unvanına layık görülmüştü, ama bu ünvanı Nisan 2015'te geri alınmıştır. Her zaman dik duran ve politik mizahın öncüsü olan sanatçı, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim üyeliği yapmıştır. Kırca 2015 yılında yakalandığı karaciğer kanseri hayata veda etmiştir.
Ferhan Şensoy
Türk tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu; roman, deneme, günlük, tiyatro, televizyon dizisi ve film senaryoları yazarı ve 'Ortaoyuncular' tiyatro topluluğunun kurucusu olan sanatçı 'Ortaoyuncuları Kavuğu'nu Münir Özkul'dan devralmıştır. Her oyundaki emeği geçenlere, zaman gözetmeksizin oyun gelirlerinden pay vererek Türk Tiyatrosu'nda kendine özgü bir yer edinmiştir. Aldığı ödülleri ve prestijiyle Türk tiyatrosunun ağır isimlerdendir.
Revü
Oyundan önce gösterilen müzikli ve danslı oyun.
Mimetik
Kelime anlamı olarak taklit etme ya da yankılanma olarak geçen mimetik, tiyatroda sahnede gördüğümüz içerikleri işaret eder. Yani şahit olduklarımızdır, sahnede oynanandır bir nevi. Örneğin yine aynı oyunda Puck'ın bahsi geçen çiçeği periler kraliçesi Titania'nın gözüne damlattığına şahit oluyoruz.
Tirat
Oyuncuların sahnede birbirine söylediği uzun sözler, oyuncunun uzun ve kesintisiz konuşması.