Benim yazar Devrim Pınar Gürbüzoğlu’nu tanımam tamamen tesadüfi oldu. Geçen sezon Şenay Tanrıvermiş‘in yazdığı Ofis Boy metnini okumak için OYÇED tarafından basılan 2020 Ödüllü Oyunlar kitabındaki diğer oyunları da okurken Devrim Pınar‘ın yazdığı “Einstein Kumpanyası” oyununu da okudum, arkadan Think House bu ütopik oyunu çok beğendiğim şekilde sahneye taşıyınca sevgili Devrim Pınar’a internet üzerinden kutlama mesajı yazdım ve mümkünse diğer yazdıklarını da okumak istediğimi belirttim. Sağ olsun, gönderdi. Biri Bestenigar Yokuşu diğeri Son Gece Mahallesi idi. Zevkle okudum, Pınar’ın çok hoşuma giden bir kurgu yumağı var.
Oyun sonrası yapılan yazarla söyleşide öğrendiğime göre, kadınların şiddet döngüsüne nasıl sıkıştığını ya da sıkışmak zorunda bırakıldığını konusundaki bir üçlemenin iki kitabı imiş, Bestenigar Yokuşu’nun İstanbul’da daha önceki oyununu da sahneleyen Think House sahneledi ama onların oyun programı ile benim ajandama bu zamana kadar çakışmadı ama nihayet 9 aralıkta gideceğim.
Büyük bir tesadüf oldu, Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından hazırlanan oyun 2.Uluslararası Kadın Oyun Yazarları Tiyatro Festivali kapsamında prömiyerini 25 kasımda A.K.M. Tiyatro salonunda yaptı. Yine güzel bir tesadüf, bir gece öncesi AKM de Dilek Tekintaş, Emre Koyuncuoğlu, Eren Aysan ve Zeynep Kaçmaz ile yapılan bir söyleşi öncesinde hem sevgili Pınar la hem de ailesi ile tanıştım.
Son Gece Mahallesine, bir gün Şaziye isminde, istiridye çiftliği olan bekâr bir kadın taşınır. Hayatın hayat rutin bir şekilde akmaya devam ederek üç yıl geçer ve 21 Aralık gecesi, Şaziye isimli bu kadın bir istiridye bıçağı ile beş kadını vahşi şekilde öldürür. Acemi Adli Tıp Psikoloğu Fuat ve Cinayet Masasından komiser Oktay, olayı çözmek ve Şaziye’nin bu cinayetleri işleyip işlemediği ve işledi ise nedenlerini bulmak üzere araştırmaya başlarlar. Şaziye’nin hikâyesi ve cinayetlerin iç yüzü, birbiri içine dolanmış muazzam bir trajedinin ardından açığa çıkacaktır.
Yine bu akşamki söyleşi sırasında Pınar’ın kriminal olaylar, ve kitaplar konusunda özel ilgisi olduğunu, oldukça geniş bir arşive sahip olduğunu da öğrendik. Şimdi heyecanla üçlemenin üçüncü oyununu bekliyorum.
Oyunun metnini okurken çok zevk almıştım ancak oyunu sahnede seyrederken zaman zaman içimden “Ah, burası böyle olsa, yelekler neden çıkartılıp tekrar giyiliyor? Keşke bazı oyuncular aşırı yüksek sesle konuşmasa, Şaziye psikolog ile konuşurken daha farklı davransa “ gibi yorumlar aktı geçti. Ancak daha önce turneye gelen Dr.Jekyll ile Bay Hyde oyununda Dr.Jekyll rolunu canlandırmış Gökhan Kutum, Psikolog Fuat rolünde çok başarılı, bence arada doğrudan seyirci ile konuşmalarına gerek olmasa da hem katil, hem şahitler hem de komiserin olayların akışını yanlış yorumlamalarına karşı sonuca gitme çabalarını çok beğendim, aynı şekilde Komiser Oktay rolündeki Tansel Aytekin de tam metindeki gibi tanıdık gelen bir Alaturka Polis Komiseri olmuş.
Lütfen unutmayın, ben eleştirmen değilim, yazdıklarım bir seyirci yorumudur, Çok Yaşa Tiyatro.
Oyunun Künyesi Yazan: Pınar Gürbüzoğlu Yöneten: Ç. Umut Tanyolu Dekor Tasarımı: Emre Satı Kostüm Tasarımı: Ceren Karahan Işık Tasarımı: Hakan Özdemir Müzik: Oktay Köseoğlu Yönetmen Yardımcıları: Mihriban Rezzan, Seyhan Efe Oyuncular: Z. Şirin Giobbi, Gökhan Kutum, Tansel Aytekin, Abdullah İndir, Sedat Keçeci, Berkay Veli, Erdi Erciyas Sahne Amiri: Serpil Kılıç Kondüvit: Alper Şarvan Suflöz: Seyhan Çirkin Işık Kumanda: Kenan Ergin Dekor Sorumlusu: Sinan Ogay Aksesuar Sorumlusu: Murat Üstün Topluluk: Ankara D.T Tür: Dram Seanslar Afiş
Umut Tanyolu