Kaos Sanat’ın Takımyıldızları adlı oyunu 22 Ocak’ta, Kadıköy Boa Sahne’de prömiyer yaptı. Öncelikle Kaos Sanat’ı tamamladıkları prömiyer için tebrik ederim.
Takımyıldızları adlı oyunda insanın tercihleri ve bu tercihler doğrultusunda oluşan paralel evrenler anlatılıyor. Sahnede de bunu açıkça ifade eden oyun, bir taraftan fizik yasalarına yaslanırken oyunu bir çifti merkeze alarak oluşturuluyor. Mary ve Roland’ın hikayesi tanıştıkları partide başlayarak oyunun sonuna kadar ilişkileri takip ediliyor. Her iki karakterin de verebileceği her farklı karar için bir paralel evren oluşuyor ve bu evrenler seyirciye sunuluyor.
Her yazıda tercih ettiğim gibi, oyunu izleyecek olan okuyucularımız için ilk defa izlemenin hazzını zedelemek istemem; dolayısıyla oyunun içeriğine dair daha fazla detay vermeyeceğim.
Oyunun bütününü ve detayları değerlendirirken dekordan başlamak yerinde olacak. Dekor tasarımında kullanılan malzemelerin şeffaf olmasına özen gösterilmiş; sahnede oyuncuların oturması için bir kutu ve ince, uzun demirlerin üzerine sabitlenmiş altı adet mercek tasarlanmış. Dekor tasarımının oyunun yapısına ve merkezindeki fikre oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Oyuncuların oturduğu kutunun şeffaf olarak tasarlanması, paralel evrenler arasında gidip gelirken bir diğerinden iz taşımayan ama aynı zamanda her paralel evrene ait olabilecek bir dekor tasarımı için işlevsel bir yapı sağlıyor. Bunun yanında kullanılan altı mercek de yarı saydam, üzerlerine düşen ışığı kırarak doğrudan yansıtmıyor ya da geçirmiyorlar; dolayısıyla mercekler de paralel evrenler arasındaki zaman ilişkilerini ve kırılmaları seyirciye yansıtmakta. Aynı zamanda mercekleri üzerine sabitledikleri ince ve uzun demirlerdeki led ışıklar da atmosferi destekliyor. Sade bir yapıya sahip olan oyun için dekor tasarımının da oldukça başarılı. Işık tasarımına ise dekor ile aynı yorumu yapabilirim; oyunun yapısına oldukça uygun olmakla birlikte paralel evrenleri ve fizik kurallarını merkeze alan bir oyun için atmosfere zemin hazırlıyor.

Paralel evrenlerin belli merkezleri arasındaki fark ışık değişimi ve ses desteği ile sağlanmaktadır; mesela oyunun başında Mary ve Roland’ın tanışmaları ile ilgili paralel evrenler anlatıldıktan sonra ışık değişimi olur ve değişim sesi gelir, artık ilişkilerinin bir sonraki aşamaları ile ilgili paralel evrenler izlenecektir. Bu merkezlerdeki paralel evrenlerin arasında ise hiç boşluk yoktur, iki oyuncu da hiç es vermeden diğer paralel evrene geçer; bunun yanında bazı paralel evrenler oldukça kısa gösterilip diğer paralel evrene geçiliyor. Bu hızın oyunun merkezini belirsizleştirdiğini, oyunun sonunda ilişkilere dair ne anlatılmak istendiğinin soru işareti olarak kaldığını düşünüyorum. Seyirci ilişkiye dair her paralel evrende farklı parçalar izlese de bu parçalarla çıkarım yapabilecek kadar ilişki kuracak vaktinin ve yeterli verinin olmadığı kanaatindeyim, bu parçalar arasında Mary ve Roland dışında bir ortaklık olmadığı için seyircilerin elinde bütüne bakıldığında da parçalar arasında ilişki kurup çıkarım yapabileceği yine yeterli veri bulunmamakta.
Bu hızlı geçişlerde oyuncuların performanslarına ayrı bir parantez açmak isterim; her paralel evrenin geçişinde nefes alabilecekleri bir ara olmamasına rağmen tavır ve bedensel olarak yeni olan paralel evrene uyum sağlayabiliyorlar, bir önceki paralel evrene dair üzerlerinde hiçbir iz bırakmıyorlar. Buna rağmen paralel evrenlere dair olan hızın seyirciyi olduğu kadar oyuncuları da etkilediğini düşünüyorum; paralel evrenlerin çoğunda oyuncunun temel alabileceği sağlam bir zemin olmadığı için bazı paralel evrenlerde de karakter inşası tamamlanmamış gibi hissettiriyor. Son olarak oyun boyunca seyircinin ilişkilere dair anlaması ya da hissetmesi gereken zemin belirsizken, oyunun belli bir kısmından sonra Mary’nin hastalığı ve annesi ile ilgili durumun detaylarının gösterilmesi yine zeminin belirsizliğini arttırmaya devam ediyor.
Siz değerli okurlarımıza Kaos Sanat’ın Takımyıldızları adlı oyununa bir kez de seyirci koltuğundan bakmanızı tavsiye ederim. Detaylar ile ilgili bütün unsurların yanında hepimizin hayatından bir parça bulabileceği paralel evrenler için Kaos Sanat’ın sosyal medya hesaplarından oyun takvimini takip edebilirsiniz.
Dilerim içinde bulunduğumuz evren hem Kaos Sanat’ın hem de Takımyıldızları oyununun bol alkış aldığı ve gelişerek yıllarca devam edecek olduğu bir paralel evrendir. Kaos Sanat’ı yeni oyunlarının prömiyerleri için bir kez daha tebrik ederim, başarılı bir sezon dilerim.
Siz değerleri okuyucularımıza da okuduğunuz için teşekkür ederim.


Oyunun Künyesi Yazan: Nick Payne Çeviren: Kemal Kayaoğlu Yöneten: Özge Erdem Oyuncular: Kemal Kayaoğlu - Özge Erdem Yardımcı Yönetmen / Dramaturg: Aslı Ceren Bozatlı Sahne ve Kostüm Tasarımı: Sıla Karakaya Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan Ses Tasarımı: Utkan Akçay Sahne Tasarım Ekibi: Ufuk Baycan - Damla Su Karalar Reji Asistanı: Neslihan Koç Ergin Afiş Tasarım: Saydan Çelik Fotoğraf: Murat Dürüm Işık Uygulama: Hüseyin Ege Kök - Deniz Bahçeci Proje Asistanı: Tarık Tozman Topluluk: Kaos Sanat Tür: Trajedi, Dram Seanslar Afiş