KentFestKentFest

Yabancı: Yabancımız Olmayan Bir Karakter

İstanbul’u irili ufaklı pek çok sahnenin samimi atmosferini göğsünde barındıran şehir olarak düşündüğümde daha da sevesim geliyor. 30-40 koltuk kapasiteli Bahçe Galata sahnesinde seyrettim Yabancı oyununu. Emrah Aytemur kendi tasarımıyla oluşturduğu bir uyarlama ile sahneye, varlığı ile dahi cesaret ister bir oyunla çıkmış. Özgün Can Karaburun yönetmiş bu tek kişilik oyunu. 

Albert Camus, Yabancı isimli edebi eserinde öylesine içimizden ve aynı zamanda dışımızdan, yüz çizgilerinden ruh halinin nasıl olduğu belli olmayan Leonardo Da Vinci’nin Mona Lisa’sı misali; gülüyor mu, ağlıyor mu, ağlatıyor mu, güldürüyor mu belli olmayan bir karakter çiziyor ki… bu karakterin,  büyük ustalık isteyecek canlandırılmasına soyunmak bence dağ gibi cesaret ister. Eseri okumuş olanlar bahsettiğimi çok iyi anlayacaklardır. 

Yabancı ilk olarak 1942’de yayımlanmış, Albert Camus’nün ilmek ilmek çizdiği Meursault karakterinin dünyaya yabancılaşması ile, yaşadığı dünyanın ona yabancılaşması ile bir komedya mı, bir tragedya mı desem, ne desem bilemediğim baş yapıtı. Eserin paradoksal çözümlenmesi ise, Meursault karakterini canlandırmaya soyunacak olan oyuncudan; son derece karmaşık ve aynı zamanda tümüyle sade bir bütünlük beklentisiyle öylece varlığını ortaya koyuyor. Duygular, duygunun ifadesi, duygunun ya da herhangi bir durumun sözelleştirilmesi, suç, suçlu olma hali, psikolojisi, ceza, adalet sistemleri, son sözü söyleyenler, egemen kuvvetler, aile içi ilişkiler, sosyolojik yapılanma, birey olma, bireyselleşme, sosyoekonomik boyutlar, makro düzey paternlerinin mikro düzeyde yansımaları,… ve daha pek çok unsur aynı anda düşünüldüğünde neredeyse oynanamaz hale gelen bu kurgu ince ince sızan bir dille aktarıldı seyirciye. Sonuna gelindiğinde seyircinin “iyi ki seyrettim” diyebilmesini sağlaması cabası. Yetmiş dakikadan uzun sürmeyen bu oyunda zamanın kullanımı için tam tadında demek egzajere etmek olmaz. Tabi ki, sadece rakamsal bir değer ifade etmesine indirgenemeyecek bu zamanın nasıl kullanıldığı çok daha önemli. Performanstaki sahnelerin çoğunun zamanlama konusunda iyi iş çıkardığını söylemeliyim. Akış, duraksamaya uğramadı. 

Ozguncan Karaburun Tekperde.com
Yöneten: Özgün Can Karaburun

Camus beni büyük bir ikilemin içinde bıraktı. Böylesi ağır bir alt metin, ağır bir ruh hali, hafif olduğunu pek de söyleyemeyeceğim olgu, durum ve içerdiği her ne unsur varsa Aytemur’un oyunculuğunda da vardı sanki, her nasılsa ben hem esere hem de oyuncuya nötr bir halde bakakaldığımı hissettim. Ne hissedeceğimi şaşırdım sanırım. 

Çünkü Meursault da nötrdü. Annesinin ölüm gününde sütlü kahve keyfi yapmış, bu durumun ise yargılayıcılar, toplumculuk oynayıcılar için hayret ve dehşetle karşılanıp tüyler ürpertici bulunduğu, oysa ki sadece insani bir pasif direnişin ipuçlarını veriyor olsa da, yargılanmasında iyi hal indiriminden faydalanmak bir yana; boynunu cellada bırakmak için fazlasıyla yeterli bir neden olarak görüldüğü apaçık önüne düşüvermişti. 

O da hapse. 

Donuk/mat haliyle insani değerlere sahip olmadığı iddia edilirken, o sustu. Birisi “içer misin?” diye sormuş o da “olur” diyerek bir köşede kahvesini içivermişti oysa. İnsanın insana dair olanı inkar etmek için manipülatif bir hareketle ustaca kurduğu mekanizmanın engellediği ve bir türlü cesaret edilerek kimselerce dile getirilemeyenler, Meursault için sadece gerçekliği, hayata dair gerçek olanı soğukkanlılıkla karşılayabilme  kapasitesi anlamına geliyor olabilir miydi? 

Oyun bana geçti, en çok da ıslak işkence sahnesi heyecanlandırdı. Bence Aytemur iyi iş çıkarmış, Sisifos Tiyatro ekibi de. Yetmiş dakikalık tek kişilik bir oyun performansçısını yorar, kolay değildir. Tebrik etmek gerekir. Akışta duraksama olmadı, oyun bittiğinde nötr bir duygu haliyle ayrıldım. Bu duygu – duygusuzluk ikilemini Meursault yaşadığı için hissettim, aktarımı için oyuncuya teşekkür ederim. 

Seyircisi, alkışı bol olsun.

Oyunun Künyesi
Eser: Albert Camus
Çeviren: Samih Tiryakioğlu
Uyarlayan ve Oynayan: Emrah Aytemur
Yöneten: Özgün Can Karaburun
Yapım Koordinatörü: Yiğit Selvi
Işık Tasarımı: Armanç Toktaş
Müzik: Kıvanç Kürkcü
Video Tasarımı: Berna Sitera Değirmen, Fatih Değirmen, Faik Onur Acar, Lütfican Umut
Yönetmen Yardımcıları: Esengül Pişiren, Armanç Toktaş
Reji Asistanı: Tuğçe Enginbağ
Konuk Video Oyuncuları: Aşkın Şenol, Bahtiyar Engin, Cengiz Demirbakan, Ecem
Gündoğan, Ender Gözü, Mustafa Kırantepe, Nesrin Yücel, Orçun Ertaman, Özgün Can
Karaburun, Selçuk Karaca, Sermet Yeşil, Süleyman Karaahmet, Yiğit Selvi
Topluluk: Sisifos Tiyatro
Tür: Dram
Seanslar
Afiş
Beste Naiboğlu
Beste Naiboğlu
Sanat ve bilimle uğraşır. Sahne Sanatları ve Davranış Bilim alanında akademik eğitimler almıştır; sanat psikoterapileri, üstün potansiyelli bireylerin sanat alanına süblime edilmesi, müzik ve dans alan çalışmaları ve araştırmaları yürümektedir. Akademik olarak sanat alanında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları, İstanbul Teknik Üniversitesi Lisansüstü Enstitüsü Performans Anasanat Dalı’ndaki eğitimlerinin yanında, davranış bilim alanında Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümü lisansını bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Aile Danışmanlığı Programını tamamladı. Hemen sonra İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Sanat Psikoterapileri Programına kabul edilerek bitirdikten sonra çalıştığı kurumda Üstün Potansiyelliler ve Sanat Terapi bölümlerini kurdu. Çeşitli sahne projelerinde yer almıştır ve sahne çalışmalarına devam etmektedir. Birçok çağdaş ve özgün eserler vermiştir, bu eserler ulusal ve uluslararası platformlarda sergilenmiştir. "Beste Naiboğlu Piyano Etütleri" isimli kitabı Eylül 2023'te Müzik Eğitimi Yayınları tarafından basılmıştır.

içerik ekle

sitemizde yayınlanmasını istediğin haber, eleştiri ve değerlendirme yazılarını kolaylıkla yayınlayabilirsin

benzerler

Yorumlar

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Okunası yazılar

E-Posta Bülteni Kaydı

Size sitemiz ve tiyatrolar ile ilgili haberler göndermek istiyoruz