Evrensel ve maalesef mütemadiyen işlenmek zorunda kalan, bazı kadınların toplumda maruz bırakıldığı rolü ve bu rolde çektiği zorlukları gösteren bir oyun olmuş. Şenay Gürler tek kişi performans sergilediğinin bilincinde, iyi bir hazırlığı var, işlediği konunun öneminin gayet farkında. Ben ustalığını gösteren oyuncuları sahnede seyrederken epey keyif alıyorum. Tek kişilik performanslarda metni tümüyle kontrolüne alıp onu sunabilmek kolay iş değil.
Sadece olumsuz gördüğüm bir nokta var. Oyunun ilk kısmında, metin ezbere okunuyor hissi verdi ki beni biraz tereddüte sürükledi, ama devamında daha doğal ilerleyerek toparladı. Bunun peşinden farklı bir konuya daha değineceğim. İnteraktif gibi görünen ve arada seyirciye sorular sorularak ilerleyen bir oyun olsa da Gürler aslında bu soruların cevabını almak istemiyor da oyunu metinde yazana göre sürdürmek istiyor gibiydi, yarattığı intiba buydu. Bu iki olumsuz durumu birbirine bağlarsak, metni ezber okuyor gibi görünmesi ve beraberinde interaktif olmaktan kaçınma durumu hata yapmadan ilerleme kaygısından ortaya çıkmış olabilir.
Bazı kadınların evin içine hapsedilerek kocalarının oyuncağı haline gelmesi ve ev içinde yaşadıkları dramın perde arkasında nelere sebep olduğu gözler önüne seriliyor. Kadın karakter oyunda bunu kendi nahifliği ile gösteriyor. Ayrıca gerçek hisleri dışarıda aramaya sürüklenişini görüyoruz. Bu konunun tabiri caizse böyle gözümüze sokarak işlenmesi gerekiyor, iyi ki de işleniyor, işlenmesi gerekmeyen zamanlara ulaşmamızı temenni ederim.
Üst üste yığılmış ev eşyalarından oluşan dekor ise bu hayat hikayesinde kadının yükleri ve dertleri içinden atamayıp sineye çekmesini ve dolmuşluğunu gösteriyor diye düşündüm.
Ayrıca afişe değinmek isterim. Çoğu zaman, oyunun görünen yüzü olduğu düşünülmeyen afişler basitçe tasarlanıyor, fakat bu oyunda özellikle ilgilenildiğini gördüm. Afişte kadının boğazına kadar olan kısmı resim şeklinde yapılmış, o kısmı çizen ressamı karakterin hayatını mahveden zorba insanlar olarak görebiliriz. Duygulardan yoksun donuk yüz ifadesiyle görünen suratı ise gülümsemesi bir yana negatif hislerinin dahi kaybolduğu mesajını veriyor.
Yalın bir metinle sunulan oyunu, tiyatroya gitmek isteyip de sürekli erteleyen kişiler için önerebilirim, eminim özleminizi giderecektir. Oyunda sizi, üzerine düşüneceğiniz bir dekor ve bu dekoru arkasında bırakamayan bir kadın karşılayacak.
Oyunun Künyesi Yazan: Dario Fo / Franca Rame Çeviren: Füsun Demirel Yöneten: Tuğrul Tülek Performans: Şenay Gürler Uygulayıcı Yapımcı: Yunus Emre Terzioğlu Yapım Koordinatörü: Serkan Rutkay Ayıköz Dekor Tasarım: Cihan Aşar Işık Tasarım: Kemal Yiğitcan Koreograf: Gizem Erdem Müzik Tasarım: Çağatay Kehribar Yönetmen Yadımcısı: Tanıl Yöntem Afiş Fotoğraf: Mehmet Turgut Afiş Tasarım: Cem Kılıç Reji Asistanı: Derin Bülbül Konsept Fotoğraf: Tolga Bayraklı Topluluk: T1 Yapım ve Gösteri Sanatları ve PMR Production Tür: Trajedi, Dram, Komedi, Performans Seanslar Afiş