Kendi halinde hayatına devam eden ve seyyar çiçekçi olan Gülistan annesiyle beraber yaşamaktadır. Hemen yanında kendisi gibi çiçekçilik yapan Kiraz ile arkadaşlık ediyor. Çıkmaza girdiği anda aslında kardeşinin onda açtığı yara keskin bir şekilde yüzüne vuruyor. Bu sert darbe onun içinde yara açıyor. Hatta açık olan yarayı derinleştiriyor. Kendini bulmak isteyen ve bu konuda çaba gösteren Gülistan kitaplar sayesinde aslında epey yol katetiyor, fakat tıkandığı kısımda destek bulamıyor.
Müşterisi olan profesöre sorduğunda asla net cevap alamıyor, bu komik durum aslında içten içe onu zora sokuyor. İnsanın başkalarını düşünüp başkaları için çaba göstererek yaşaması ve etken biri olmasından çok edilgen bir insan olarak devam etmesini sağlıyor. Bencil bir tavır takınıp kendi farkındalığı ile bilinçli bir hayat yaşamak en güzeli, bunu başarabilmekse en zoru. Gülistan bu farkındalığı yakalayabiliyor, ama kendisi için iyi olan ne, onun farkında değil.
Annesi ve diğer dış etkenlerden maruz kaldığı zorba davranışlar onu yıpratsa da vazgeçirmiyor. Hatta annesinden gördüğü davranışlara karşı o yine de kendi işiyle ilgili hamle yaparken annesi patron annesi adını alsın diye yaptığını söylüyor. Aslında ihtiyacı olan yegane konu kendine dayanak olacak ve güven verecek birisini bulmak. Burada kendime dönüp baktığımda çok farklı çıkarımlar ve kazanımlar edindim.
Esasında herkes öğrendiği ve hatta dayatılan hayatı yaşayıp orada sıkışmak zorunda değil. Belki bunun için bir el gerekiyor, belki birisi “haydi yap” dese yetecek, ama muhakkak bir çıkış yolu var ve yeni hayatlar seçebiliriz. Oyunun bu farkındalığı sağlaması değerli. Gülistan belki bildiği hayatı yaşamaya devam etmek yerine arayışta olduğu kendi benliğini bulmayı ve kendi doğrusunu çizmeyi başarabilirdi.

Oyunun yazarı ve oyuncusu olan Sibel Ulutaş, kaleme aldığı karakteri güzel bir şekilde canlandırıyor. Ben yazdığı eserin dışına çıktığını ya da sahnede hayat verirken çok fazla eğip büktüğünü düşünmüyorum, bu taraftan beni çok mutlu etti. Zira kendi yazdığı oyunda solo performans sergileyen oyuncular, kendini görerek yazdığı için bazı anlarda sanki çok gelişineymiş gibi oynuyor. Belki doğal görünme hissi baskın geliyordur, ama bu doğallık arzusu oyunu her zaman iyi yapmıyor, hatta disiplinini bozuyor. Gülistan karakterinde bu durum yaşanmadan gayet profesyonel sergileniyor, bu da oyunun seyir zevkini artırıyor.
Tek kişilik bir oyuna gitme arzunuz varsa ve keyifli bir akşam geçirmek istiyorsanız mutlaka bu oyuna gitmelisiniz, salondan mutlu ayrılacağınıza inanıyorum.









Oyunun Künyesi
Yazan: Sibel Ulutaş
Yöneten: Evren Duyal
Dekor Tasarımı: Evren Duyal
Kostüm Tasarımı: Ceren İncelen
Işık Tasarımı: Can Kılınç
Afiş Tasarım: Tunahan Pekdemir
Oyun Şarkısı: Barış Tangerli
Oynayanlar : Sibel Ulutaş
Asistanlar: Mustafa Burak Tunçbilek, Buse Cihan, Buket Demir, Ozan Paşa Karabulut
Topluluk: Re-act Tiyatro
Tür: Trajedi Dram, Komedi
Seanslar
Afiş