Bursa Kafa Sahne‘de üçüncü sezonunu sürdüren “İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı“, İzmir’deki seyircisiyle ilk buluşmasını gerçekleştirdi. Ali Cüneyd Kılcıoğlu’nun güçlü kaleminden çıkan bu oyun, Emre Yaşa’nın muazzam tek kişilik performansıyla birleşerek sahnedeki minimalist dekor ve sade atmosferle adeta büyülü bir bütünlük oluşturuyor. Sandalye, beyaz ayakkabılar ve bavulun hakim olduğu sahne düzeni, izleyiciyi sadece görsel bir şölenle değil, aynı zamanda derin bir deneyimle buluşturuyor.
Oyunun odak noktasında, 2000’lerin başındaki genç bir erkeğin hayat mücadelesi etkileyici bir dille işleniyor. Emre Yaşa, izleyiciye bu zorlu yaşam kesitini hem duygusal bir derinlikle hem de mizahi bir dokunuşla aktararak seyircinin kalbinde iz bırakıyor. İşsizlik, geçim sıkıntısı ve toplumsal baskı gibi evrensel temalar etrafında şekillenen oyun, gençlerin gerçeklikleriyle yüzleşmeyi amaçlayarak seyirciyi etkileyici bir duygusal yolculuğa davet ediyor.
Oyundaki dikkat çekici bir başka unsura baktığımızda, gençlerin yaşadığı zorlukların zaman içinde pek değişmemiş olması ön plana çıkıyor. 2000’lerden günümüze kadar geçen süre zarfında yaşanan değişimlere rağmen, gençlerin içinde bulunduğu çaresizlik ve umutsuzluğun benzerlik göstermesi, gençlerin içinde bulunduğu çaresizlik onları sonbaharda dökülen yapraklar gibi gençleri oradan oraya savururken hayata karşı olan umutları günden güne tükenmekte…
İşte tam böyle bir anda psikiyatri kliniğinin sıra bekleme salonunda oyun başlıyor buraya nasıl ve niçin geldiği hakkında seyirciyi derin düşünceye sürüklüyor ve oyunun anlamını zenginleştiriyor.
Emre Yaşa’nın tek karakter olarak sahne almasının yanı sıra farklı tiplere bürünerek mizahi atmosferi zenginleştirmesi, oyunun dinamik yapısını güçlendiriyor. Anne ve Berna Hanım gibi karakterler, oyuncunun performansıyla izleyiciyi hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Ayrıca, seyirci ile etkileşimli olması, oyunun doğaçlama yeteneğine vurgu yaparak izleyicinin katılımını artırıyor.
“Ikinci Dereceden İşsizlik Yanığı”, sadece güldürmekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal meselelere duyarlı bir bakış açısı sunarak tiyatro sanatını etkili bir şekilde kullanıyor. Yazının sonunu, oyununda da geçen Friedrich Nietzsche’nin şu sözleriyle noktalıyorum: “Bir ülkede edebiyat ve sanattan çok siyaset konuşuluyorsa, o ülke üçüncü sınıf bir ülkedir.” Umarım, gelecekte daha çok sanatın konuşulduğu günler bizi bekler. Oyunda emeği geçen herkese kendi adıma teşekkür ederim.
Oyunun Künyesi Yazar: Ali Cüneyd Kılcıoğlu Oynayan: Emre Yaşa Tür: Komedi Seanslar Afiş